Israrcı satırlar peyda
oluyor
Bir de göçmen kuşların
şarkısı ilişiyor benliğime:
Oysaki başka duyan yok
Yine de belli etmiyorum
Üşüdüğünü yüreğin.
Cenin kıvamında bir
yalnızlık:
Ha doğdu ha doğacak
gönlün yası,
Bir de işkillendiğim
gecede
Saklı tuttuğum matemi
baş göz ediyorum
İçimin kıpırtılarına.
İflah olmaz bir imgeyim
şiir pazarında:
Adsız oysa her biri
Yine yazdığım şiirlerin
kırgın dizeleri.
Biraz buruk olsa da yüreğin
mabedi,
Bir kıyımdayım bir de
sürgün edildiğim…
Hanidir izahına
çalıştığım,
Kanlı ellerini yorgun
kaderin saf dışı
Tutmak iken gayesi
Tüm edindiğim rütbemin
de söküldüğü
Bir yürek yarası aslen
Boyunduruğunda ne ise
dile gelmeyen
Bir de iflah olmaz deli
cüssem.
Kırık nidalarını
karşılarken yarının,
Sen de mi terk ettin
beni, demenin kaygılarını
Yaşıyorum yazdıklarıma
mal ettiğim
Hanidir sinemde saklı
tuttuğum ölü dünlerim.
Oysaki ramak kalmıştı
mutluluğa diyen hangi şair ki?
Hem izahı da olmaz
debdebeli hüznümün
Bir de baş koymuşluğum
andıkça adını usul usul.
Şimdi deseler de azat
olsam,
Üslubu yitik bir kelam
mıyım da
Gönülden ırak bir
sureyim?
Serzenişlerin tümü
kendime
Hele ki diyemediklerime
mezar bellediğim
Şu kayıp hikâyem…
Çıksam bir kereliğe
kozamdan
Bir gün yaşasam bile ne
gam;
Ödediğim diyetin hangi
titreşimi de
Varlığımın matemini tutmaya
razı
Kayıp dostlarım,
Bir de sır bellediğim
yaslarım.
Gönülden ırak bir
tümceyim madem
Söylemediklerime sayın
bir sonraki şiiri
Ve dokunurken yarama
sakın da tuz basmayın
Acılarımla sırdaşım ne
de olsa
Yitip giden dünlerin
hatırasına olsun yeter ki niyazım.