Bir tutam yoksunluk
yine yüreğin ihlali;
Bir nota bir rota,
raptiyelediğim yalnızlık
Göğüs yakama;
Andan da kopuğum
epeydir,
Hele ki reşit kıldığım
bir rahlede dokunuşu sevdanın
Nasıl da nüktedan bir
tını,
Feveranı yüreğin en
ılık şarkı,
Tutukluyum akabinde
Ve hayli tutarsız,
O kara izlekte,
Şu metruk yürekte,
Kopup gelen sancıları,
Devingen mahiyette terk
edilmişliğin sancısı adeta
Tüm buhran hele ki o
vazgeçişlerim…
İşte bu yüzden
sevdalıyım ben hem de ezelden,
Konuşlu olduğum hangi
titrek gölge ise,
Kaybolmuşluğumun da
miladı adeta
Kaygan zeminde,
Rahvan bir terennümde,
Islık çalan isyanlarım;
Kaçıp da kovalandığım
bir masal,
Kırmızı şapkamdan
ibaret tüm siluetim,
Biraz da ırak
gözlerden,
Elinde baston yaşlı
kurdun ifşası adeta bunca isyan
Ve bunca riya.
Korkmalıyım belki de
yine de hâşâ, Tanrım:
Sadece gıyabında
hükümlüyüm
Haricinde tek müridi
yüreğin
Yine sevginin
tezahüründe yalıtılmış olsam da
Gönülde saklı tuttuğum
sanrılarım;
Yere göğe koyamazken
sevdiklerimi
Nasıl da meşakkatli boş
vermişliklerim:
Az sonra kopacak olsa
da kıyamet
Ben hepten ölü bir
imgeyim,
O can pazarında
şiirlerin,
Ellerim buz gibi soğuk
Bakışlarında şeytani
şehvet kimi
Kara lehçelerin.
Tek tesellim yine
sandığımda saklı umutlarım:
Sandığımdan da çok öte
bir isyan
Feveranları gömülü
ümitlerin,
Sonrasını bilmediğim
bir rüyadan uyanmasam keşke
Ve anmasam asla ölümün
adını,
Sanır mısın ki tek
tutuklu lehçeyim
İsyan pazarında
beşerin,
Yeter ki teğet geçsin
şu bitmek bilmez hüzün.