Bir şiire düştü yolum
bir de sessizliğe:
Büründüğüm huşu kadar
da ikbalsiz seyri ömrün,
Hani içtiğim demli
çayın yanında iyi giden
Densizliği şu
dizelerin.
Ve üzerimde asılı bir
yorgan,
Aşkın büyüsünde urgan
mahiyetinde
Özümsediğim düş/üş/ler,
Demelerle geçen ömrün
Payidar bekçileri
aslında
Amansızlığın sızısı.
Derlerdi de inanmazdım
dercesine,
Kanayan dizlerime
dokunan eli annemin
Belli ki, hala çocuk
yanımdan mesulüm:
Hiç sevemeyecek gibi
başlayıp da güne,
Mahrem bildiğim matemi
büründüğüm
Adeta çamaşır dolabım
iç sesimin askısı:
Tıkış tıkış olmak mı
maharet
Yoksa kambersiz düğünmüşçesine
Astığım duvağı mı baş
tacı yapmalı?
Asılsızlığın yongasında
nasıl bir cürüm,
Sonsuzluğun yakasında
nasıl bir iz?
Sorularla muhatabım
Ve ismi olmayan
hayallerimi peşkeş çekiyorum evrene:
Sağalttığım acılardan
da mes'ulüm ve mağdur.
Kılmadığım namazlara
yanıyorum en çok,
Ellerimin kirine
aldanma sakın.
Ensiz düşlerimde
büyüttüğüm bir gelincik misali,
Sararıp solmaya
meylettim madem,
İçtiğim iksiri
yudumlarken
Boğazım nasıl da düğüm
düğüm.
Bir mermi bir yafta;
Bir tümce ve bağnaz bir
imge:
Aldırma sen bana hem de
asla e mi?
Alışkınım ben ölmelere,
Kim bilir ne zaman
doğarım yeniden…
Ve rahmetle andığım
şaire son sözüm:
Al sen de beni koynuna,
Bu dünyaya çok fazlayım.
ŞİİRİME NEFES OLAN DEĞERLİ M.FİKRET ÜNALAN ABİME ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM.