1 Mutlu Olmak Mı İstiyorsunuz

Son zamanlarda ülke halkı geneli olarak sıkıntılı günler yaşadığımız bir gerçek. Bir kesim "hayır" dese de tablo ortada...

A-  78 milyon nüfusumuzda  57.800 kredi kartı kullanılıyor bunlardan 2 milyon 844 bini yasal takipte. Halkımızın çoğu borçlu.

Borçlu kişi evinin yaşamsal ihtiyaçlarını karşılayamazsa, bebesine süt-mama ve bez alamazsa bu sebeplerden uykuları bile kaçıyorsa nasıl mutlu olabilir?

Denilir ki;

Borçsuz insan dertsiz insandır...

B-  Bir evde huzur çok önemlidir.

Huzur dinginliği,

dinginlik yetinmeyi,

yetinmek şükretmeyi,

şükretmek sağlığı getirir.

Arzu ve isteklerin sonu yoktur. Hangi insan her arzusuna kavuşmuştur? Evi olan ikinciyi, üçüncüyü sonra da yazlığı, arkasından villayı ister. 20 yıllık külüstür bineği varken sıfır modelini sonra da cip türü lüks bir şey ister. İster de ister...

Sonu gelmez istekler gerilim yapar, gerilimler tansiyon, şeker ve kalp rahatsızlıklarına sebep olur.

Yetinerek ve yaşamın bize verdiklerini kabullenerek sağlıklı yaşamak varken neden ters yola girelim?

İnanıyoruz ki genelde;

Sağlıklı insanlar mutludurlar...

C-  Televizyonlar zamanımızın katili, sağlığımızın düşmanı...

Diziler her kanalda aşağı yukarı her saatte... Bu dizilerde bir kadın, bir erkek kötü karakterde, düşmanca rollerde... Masumlar var kandırılıp mağdur edilen... Duygu sömürüleri ve kullanılan çocuklar.

Dizinin süregenliğini sağlayan başrol oyuncunun haftalık bölüm başına 120 bin, aylık 480 bin aldığını öğrendiğinizde sinir katsayınız?. Hele dizideki 6 yaşındaki sevimli küçük oyuncuya haftalık 5 bin, aylık 20 bin ödendiğini duyup,

Asgari ücretin bin üçyüz TL olduğunu düşündüğünüzde hangi duygular içinde oluyorsunuz?

Ayda 480 bin TL yi bir cumhurbaşkanı bile almazken ve en küçük rollerde görülen oyuncuların ayda 15 bin aldığını öğrendiğinizde...

Şurası bir gerçek ki sabahtan akşama kadar dizi seyredenlerimiz olmasa oyunculara da o ücretler ödenmez ve babası belirsiz çocukların konu edildiği, saçma senaryolar dizi olmaz... Halk seyrettiği için böyle oluyor hani piyasanın arz talep dengesi gibi...

Çoğunluk olarak bir-iki ay dizi seyredilmesin, görelim sonuç değişecektir. ...

Evlilik programları ise baştan sona saçmalık... Yevmiyeli oldukları söylenen sözde damat veya gelin adayları kendilerine önceden biçilen rolleri oynamaktalar. 30 yaş farkıyla kişileri karşılaştırıyorlar. Şalvarlı meczup tipli birine mini etekli entel görünümlü talip, maskaralığın ta kendisi...

Sansasyonel görüntüler, ayılıp bayılmalar, seyrettirme uğruna artistik durumlar...

Reklamlar, güya 5 dakikalık paketler halinde olacaktı ama nerde? Yarım saate kadar uzatılanları da var.

Haberler, evlere şenlik...İhmaller, kuralsızlıklar, kazalar, hırsızlık ve dolandırıcılıklar, gasp olayları, kandırıkçılık ve cingözlük çıkarcılıkları..Resmi haberlere değinmek istemiyorum fazlaca, halkın nabzını ölçme amaçlı bir ileri bir geri gibi. Demirel'le başlayıp pek de değişmeyen süreç, cek ile cak ile devam eden konuşmalar. Yarınların belirsizliği zaten halkımızda moral bırakmıyor, gönül isterdi ki halkımızın refahı ve mutluluğu yönünde çalışmalar olsun.

Haberleri izlememek çözüm mü? Başını deve kuşu gibi kuma gömmekten farksız ama izleyince de olumlu bir olayla karşılaşamıyorsanız sinirlerimiz ne duruma geliyor?  TV izleyicine yazık olmuyor mu? 

O zaman,

TV den uzak kalın mümkün oldukça,  ve mutlu olun...

D-  "Yalnızlık  Allah'a mahsustur"  demiş bilgelerimiz...Yalnız yaşamak zorunda olan kişi çalışıyorsa;  akşam eve geldiğinde kapıyı açan yok, sıcacık bir kase çorbayı hazırlayanı yok, sıkıntısı var veya sevinçleri çok ama paylaşacağı kişi yok. Teknoloji dost değil hepten sanal... Konuşma arzusunu hissedince karşısında kimse yok duvarlardan başka...

Ama güler yüzle bir kapı açanı gördüğünde,

Rahatsızlığında bir bardak su ile hapını veya sıcak çorbasını getiren birisi olduğunda,

Sokaklara taşan cıvıl cıvıl çocuk sesleri arasında çocuklaştığını hissettiğinde,

En değerli varlığının ailesi olduğunu fark ettiğinde mutlu olmaz mı insan?

Ailesi ile birlikte sevgi çemberi içinde yaşayanlar mutludurlar.

2016 senesine mahsus, istenirse kolay bulunabilecek mutluluk kriterleri bana göre bunlar...

Gönlümüz istiyor ki herkes mutlu olsun zira mutluluk herkesin hakkı.

Selam ve sevgilerimle, 

Yurdagül Alkan. 

( Mutlu Olmak Mı İstiyorsunuz başlıklı yazı Gülalkan tarafından 15.11.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.