İstanbul;
Bir yüzün geleceği aydınlatan
Diğer yüzün geçmişte kalan
Sen Şairlere tarih yazdıran şiirsin
Ey, imparatorların otağı;
Fatihin tek aşkı
Steplerden esen deli rüzgarın
Taçlandığı kent
Ressamın fırçasındaki mavi;
Sen Alaturka bir cennetsin
Beykoz kıyılara vuran altın
Haliç huzurun vadisi
Üsküdar, gençliğimin sesi;
Sen eskimeyen bir nağme
Şimdi belki zamanı
Sana selam olsun İstanbul
Ey, Şehirlerin kraliçesi;
Kız kulesi talihsiz bir prenses
Kirpiklerin narin ortaköy
Ve gözlerin mavimsi beyoğlu
… Galata kulesi;
Eski semtlerin kabadayısı
Kim bilir kaç asırdır
Sarıyor ellerin ay ışığını
Belki, yorulmuşsun;
Sanki,
Omuzlarına yılların yükü ağır
İstanbul sen bir belalı güzelsin
Ey, İstanbul….
Genç Fatihin nazlı sevdası;
Bir gün terk etsem de
Bütün semtlerini
Hep, aklımda kalacaksın
Sen eskimeyen bir nağme;
Asırlar ötesinden bir melodi
Solmayan bir gülsün
Susuz kalmışlara yağmursun
İstanbul sen;
Kırmızı lale bahçeleri içinde
Bir beyaz gülsün
Beyaz güller içinde kırmızı lalesin
Tuna, Dinyeper;
Selam göndermiş
Boğaz alkışlıyor
Çamlıca sessizce izliyor
Karadenizin, soğuk suları;
Boğazında destanlaşıyor
Ey Türkün ebedi aşkı
Ey nazlı güzel İstanbul
İstanbul sen hiç eskimeyen bir nağmesin…
Suskun//