Alıntı kelimelerin
mizacını sakındım öncesinde,
Mağlup imler hayli
tedirgin,
Düşlerden arıttığım
kimlikleri soydum teker teker,
Gözlerimin yerleşkesi,
Üfürdüğüm nicesi
Belli ki kıyamet
habercisi.
Soyutlandığımdan
mütevellit.
Sinemde yorgun bir
teselli,
Büyüttüklerim ve
kaybettiklerim,
Hayli tedirgin imler;
Gönülsüz bir sevdanın
yitik coşkusu,
Gözlerde yakaladığım
ukdesi
Dünsüz yalanların
Ki rencide edilesi bir
saplantı
Bağımsız gönülde.
Beleş bir sevdaya yolum
düştü düşeli,
İmbat gecelerin
serzenişi derinden
Beyhude gülüşlerin
Tekerine mimledim
özlemi.
Cahil tayfası, serkeş
imlerin siteminde,
Çatık kaşlı nahoş
gölgelerin rehavet yüklü siperinde…
Gömülü isyanlar kadar
muteber olsa keşke.
Hanidir tevekkülü
gönlün, en derinden mimleyen
Bir şarkının kayıp nakaratı,
Toz konduramadığım en
aykırı isyanı,
Gönüllü seferberliği
arsız dünler kadar
Saklı tuttuğum
niyazlarımdan sızan
Onca tahakküm.
İmlerin tehditvari,
gölgeli taarruzuna
Yenik düşmekse, indinde
devinimi kayıp
Bir rehavetten sızan,
en derin sancı kadar da
Yakan içli içli…
Sitemi mizacın,
doğurgan rükûsu edimlerin
Tecellisi kadar
Saf bir sevgiden sızan.
Gönülsüz bir güdü mü
yoksa
Sona gelmeyi erteleyen
bir günün tehditlerine?
En dirayetsiz varlık
iken nefsin inkârı
Ve nasıl da karışır
sitemlere yüreğin şu
Bitimsiz niyazı.
Endamlı bir yok oluş
mademki,
Hem belli mi olur,
Güne varmadan yanar mı
umutlar?
Tekerrür eden bir
rivayete göre,
Diye başlar en içli
şarkı:
Sağımda derya, solumda
sen,
Demek olmasa da akıl
karı.
Tezahürü, o ırgat ve
temkinli
Dokunuşunu yâd ettiğim
ölümlü bir günün güncesi.
Seyrindeyim madem;
Hani tecelli addedilen
mabedi izbelerden sızan
Bir rehavetin indinde,
Kırık bir teselli
gönülden damlayan
Ve istikrarı devingen
hayli yorgun,
Hanidir yüreği boğan.
Yine de pekişen suretler
kadar rahvan ve kaygan;
Zafiyeti nadir bir
sevinç,
Mutlak galibiyetlerin
yüz sürdüğü
En dokunaklı iç çekiş.
Sonlardan ibaretim
aslen,
Kırık bir gönlün
indinde
Rahvan bir teselli
sağdıcı,
Narin belki de
zülfüyâra dokunan.