Tümceleri öğüttüm dün gece

Ve ıskartaya çıktım bir kez daha.

Bir kez daha pervasızlığımı rehin verdim düş pazarında:

Kuruttuğum imgeleri astım balkondaki kopuk ipe

Ve saydım kerelerce arıttığım ve arındığım gözyaşlarımı,

Oysaki sus gelmişti dudaklarıma ve onca hezeyanın tekelinde,

Galip gelmiştim ölüm öncesi,

Oynadığım sobe yüklü sevinçlerle,

Sağalttığım yaralarımdan damıttığım her düş’ün tekerinde

Ve oyunbaz çığlıklarımın hezeyanında,

Kurumayı beceremezken göz pınarlarım.

 

Islaktım hem de nasıl

Ve alabildiğine çatık kaşlı isyanlarım,

Boyumdan büyük ettiğim onca sözün tekelinde,

Sızan öfkelerle yıkanmış iken

Göğün isi ve nemli miğferi kayıp askerlerimin,

Kurşundan her biri ve kalbim nasıl da ağır,

Kurşun kadar kuşandığım acının

En tarifsiz tınısı iken kulaklarımda o ıslıkların,

Yüreğinden damıttığın.

 

Söz sevgili kalemim bil ki söz,

Ne köze dönüşürüm ne de israf ederim onca tümceyi.

Söz yüreğim söz,

Bil ki ben en çok ölümsüzlüğünü sevdim,

O sözü özü bir imgelerde çoğaldığım

Ve öldüğüm günbegün yeniden doğmak üzere.

( Kurşun Kadar Kuşandığım... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 21.03.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.