Sabah hiç gelmeyecek sanmıştım. Şafak sökmüştü yine kalbimi yerinden! Geçte olsa güneş doğmuştu. Nöbetçilere seslenip beni nezarethaneden çıkarmalarını söyledim. Çıktığım gibi ifademi verip Yakup Komiserin çağırması üzerine odasına gittim. Yakup Komiserin odasının kapısını çalıp içeri girerken odada temizlikçi Abla vardı. Yakup Komiserin el işaretiyle dışarı çıktı. Bende bir koltuğa oturup Yakup Komisere kulak kesildim.

Yakup Komiser: Nasılsın Kaan rahat edebildin mi?
Kaan: Nezarette olan biri ne kadar memnunsa bende o kadar memnunum.
Yakup Komiser: Belki ana ocağı gibi değildir ama dışarıdaki çocuklar onu da bulamıyor şükret.
Kaan: Haklısınız. Beni çağırmışsınız kötü bir durum yoktur inşallah.
Yakup: Sana bir iyi birde kötü haberim var.
Kaan: Bilmece gibi konuşmayın komiserim. Ben Nesrin’ime ulaşamıyorum. Alev öldü. Ve tabi günahsız bebeğimde öyle. Daha ne kaldı ki üzülecek anlatın komiserim sizi dinliyorum.
Yakup Komiser: Kötü haber Kemal Bey bir iş adamı senin peşini bırakmaz saklanman gerek. İyi haberde sana kalacak yer ve yeni bir hayat vermeyi devlet üstlenecek.
Kaan: Peki, Annem ve babam ne olacak?
Yakup Komiser: Onlarda seninle gelecek. Yalova ilinin Çınarcık taraflarındaki Akköy’e yerleşeceksiniz. Çiftçi olacaksınız. Ben bir gelişme olursa sizi haberdar edeceğim.
Kaan: Sağ olun komiserim. Allah razı olsun.


Emniyetten ayrıldığım gibi eve geldim. Ben daha kapının zilini çalmadan annem kapıyı açıp beni içeri aldı. Demek onlarda haber almıştı. Küçük bir kamyonet ayarlamış babam. Bu gece yolculuk var. Yalova'nın Akköyüne. Yine bir yolculuk, yine bir karanlık... gece üstüme üstüme geliyor. Buradan ayrılmak koyuyor bana. Ama gitmek zorundayız. Kamyonet geldiğinde eşyalar kolilenmişti. Eşyaları yüklediğimiz gibi ''Haydi Bismilah'' deyip yola çıktık. Gizli gideceğimiz için kimseye haber etmedik. İstanbul için yazdığım şiiri pencereden atıyorum. her mısrası içimi kanatıyor.


İSTANBULUM SEN ARTIK YOKSUN.
Karanlıkta yürürdüm aydınlığa kavuştum sandım.
Aşk elini eteğini benden çektiğinde uykudan uyandım.
Bir masala daha ne kadar inanmalıydım.
Hoşçakal İstanbul'um
Benim dahi olsa koca dünya, kifayetsiz.
Sen artık yoksun.


Yalova’ya geldiğimizde. İçimdeki hüzün bir kat daha artmıştı. İnsanları soğuk, havası nemli bir şehirdi. İstanbul’un trafiksiz hali oluşu, işte bir tek bu beni mutlu ediyordu. İki ay geçmişti. İlk geldiğim gündeki gibi sıkılmalar olmuyordu artık. Kabullenmiştim yalnızlığı. Yine de içimde bir soğukluk vardı. Nesrin’inin olmayışı bu güzelim şehre alışmama engel olmuştu. Sabahları erkenden kalkıp tarlaya gidiyordum. Oradan hayvanları otlatıp ahıra koyuyordum. Ne kadar inkâr etsem de; hayvanları otlatmak, tarlayla uğraşmak beni mutlu ediyordu. Ama yine de bilmem ki böyle nereye kadar sürecek. Bugün posta kutusuna bakmadım. Oysa iki ay boyunca her sabah ve akşam mutlaka bakardım. Artık iyice Nesrinden bir haber geleceği inancım zayıfladı. İstemsizce de olsa posta kutusuna doğru gittim. Elime iki mektup ilişti. Hemen ilk mektubu açtım.



‘’Merhaba Kaan;

İki ay oldu sen Yalova Akköy’e yerleşeli. Çok sıkıldın biliyorum. Ama sabretmen gerektiğini de biliyorum. O yüzden bu iki ay boyunca hiç yazmadım. Ama Nesrinden bir haber var. Bunu bilmen hakkındır. İlk benim mektubu okumanı istedim. Çünkü diğer mektup Nesrinden…


Yakup ULUÇINAR’’

Hemen Nesrin’in mektubuna geçtim. Nasıl da özlemişim kokusunu. Kendi kokusunu yaymıştı mektuba.



‘’ Merhaba Hasretliğim;

Herkesin benden şüphelendiği vakada temiz çıktım. Ama beni asıl sevindiren senin bana inanıyor olmandı. Bunu Yakup Komiserden öğrendim. O an çok mutlu oldum. Niye ortalıktan kayboldu bu kız dersen de Kemal Bey kaçırdı beni. Annem ve babamı da kaçırıp eğer bu cinayeti onun işlediğini söylersem,  annem ve babamı öldürmekle tehdit etti beni. İnan o yüzden sana yazamadım. Kokunu içime çekememek, sesini duyamamak öyle zor geliyordu ki, her gece ağlıyordum. Kemal Bey yurtdışına kaçtı. Polisler onu arıyor. Kaldığımız depoda bizi Yakup Komiser buldu. Ve tam seni arayacakken Yakup Komiser mektup yaz dedi. Bende sana bu mektubu yolladım. Seni çok seviyorum hayatım. Yola çıktım sana geliyorum.

Nesrin Akbulut’’

 

Demek ki boşa değildi sabır. Sonunda kaybettiğim anahtarı bulmuştum.

 

Devam Edecek…

 
 
( Aşk Olsun-14 başlıklı yazı Mecaz Adam tarafından 20.01.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.