Telvesi hüzne delalet bir sancının ilk evresi,

Muğlâk yaratıların cebelleştiği öfke zerrecikleri

Beyhude bir telaş adsız yerleşkemin izdüşümünde,

Gıybete dönük yüzlerin örtülü peçesinde

Kıt kanaat söz düelloları;

Rengi kara ve isli gece,

Boyunduruğunda insan ırkının,

Arz-ı endam eder düş sepeti bağ bozumu

Donuk yüzümün kayıtsızlığında,

Ilıman bir iklimin özleminde,

Tıkıştırdığım çeyiz makamının dantelli eşrafında

Bir adım ötemde oysa ölüm.

 

Kıyamete çeyrek kala,

Geberen aşk makamının silik nefreti iken soluduğu,

Tezahürü anlık bir tahakkümmüşçesine

Rahmet bellediğim beşi bir yerde mutluluk,

Kısık sesinde dökerken yaşlarını ince ince.

Kırık udumun kopuk teli kadar serzenişe meyyal,

Aşka nazire edercesine,

Sandılar ki sükûtum ikrardan.

 

İçimde kalmayan bir ukdeye yığdığım,

Hüzün bekçileri adım başında,

Kulak kepçem kadar isyankâr belli ki

Sızan deli bakışlar, yüksünsem de bertaraf edemediğim

Hazin yol izleklerine yüklediğim minnet kadar:

Sondan bir öncesi mademki güdümlü yankıların

Sol yakasında kürediğim öbek öbek.


Hanidir soluyup ardından solduğum ölgün gün kadar,

Gülmeye doyamadığım o pejmürde kılıksızlığında

Kırık gölgemi sığdıramadığım dev ayna:

Oyunbaz bir dünyanın istilası madem sır verdiğim

Adının son harfi iken mizacını aşk bellediğim ölüm kadar

Silik bir iz iken geride bırakmaya ant içtiğim.

 

 

( Mizacını Aşk Bellediğim Ölüm Kadar... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 12/5/2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.