Rahmet imgesi, aslolan
yükümlü ve hükümlü
Niyaz bildiğim ve
tefekküründe bir ömrün
Gömülü hüznü:
Kanıksadığım
gölgelenmiş miracı,
Bir kalemde sildiğim o
ucu yanık düşleri,
Anlamlandıramadığım,
hicap yüklü öfkesi beşerin,
Sadece kula kulluğu tüm
itirazım:
Bir sarkacın hüzünlü
devinimi,
Azıcık kırgın olsa da,
kaygan ve kaypak bir aşkı
Biteviye yanar
demlerken sol yanım.
Anlık teamüllerin sızan
hükmünde,
Nüktedan bir yok oluş:
Demli bir hazan
mevsimi,
Sıcak ve yorgun, ölgün
bir ömrün
Kayıp yakasında gölgeler
nakşetmiş bir kez
O soluk tenimde gizli
adsız dünlerim
Ve eremediğim o yakada
Gömülü bir heyecan
kadar yeknesak tek bir terennüm.
Hoşnutluğun mizacına
gömsem de,
Ölüp gidemedim kaç
zamandır.
Nadide bir seyir,
gündönümünü hicaz bellediğim:
Ve kayıp bir döngü
Hele ki ıssızlığım iken
tek meze
Ölüm zarafetinde
soldurduğun o gülün,
Kırık niyazı kadar
geçkin bir kadına rast gelmiş de kader
Adını koyamadığım kim
bilir kaçıncı hüzün.
Kırık bir niyazın
portföyünde siteme niyaz edercesine
Ve çetrefilli
alabildiğine.
Hükümranlığında
kaderin, çözüldükçe
Ve çömeldikçe, efkâr
yığılı gizemli gecenin nezdinde:
Yeknesak bir hüzün
belki bir devran,
Belki de yok oluş,
hicabı yüklenmiş de
Asil bir yalnızlık
benimki:
Sefil ve devingen bir
ruh iken ayrık bedeninden,
Nadide bir düş,
Düşünebildiğimden de
öte içine gömüldüğüm
Ahmakıslatan kadar kâfir
bir imge iken sessizlik,
Tahakküm yüklü mizacın
mı yoksa yüksünen,
Yetmedi bertaraf
etmişken ahkâm yüklü o rotayı,
Serzenişi en derinde,
hükümranlığı belki de
Yitip giden ömrün
varsın olsun alabildiğine beyhude
Ve naif bir iz sürüş.
Peşinde beynamaz
yetilerim ermişken hidayete:
Sanır mısın ki
savrukluğum yoksunluktur,
Alabildiğine yoksun
kılındığım bir düş müdür de peyda olan,
Biteviye sitem yüklü
bir peyzajda devinen.
O kara kalem, yol iz
bilmesem de resmettiğim:
Konuğum iken hüzün
yüklü gece:
Belki yanılmışlığım
belki yanmışlığım cehennem yüklü
Sözcükler kusarken öfkesini,
Ben silik bir hecenin
ilk harfi kadar nazenin,
Bitimsiz bir aşkın
mahzeni iken tutuklu kaldığım,
Ayracında mıyım
sanırsın da yüksünürüm öteden beri,
Hadi, savur nidalarını
ve derbeder benliğime bir de sen vur.
Kimliksizliğin
sızısında devinen bir garibim altı üstü:
Hükümlerden hüküm beğen
ve sun nezdinde
En sefil gölgeyi,
karanlığı hibe et
Hatta yetmedi nezdinde
körel kör ateşte,
Alabildiğine sakil ve
gizil bir imgenin tıkacı iken suskunluğum
Meylettiğim gömülü
dünlerim hepten bir tükenişin
Son izleği.