(hep ona...)
ay ne zaman ki boğuktur
ve yıldızlar belli belirsiz gecenin içinde
ve nâzende bir rüzgar cama vurur usulca
bilirim yine üzülüp ağlamışsındır
zülâl eyliyorum adını
geceler boyu yüreğimin yangınına
yine de kıymetlimsin
inadına
en değerlim
varsın kül olsun ömrüm ardın sıra
her mevsim z/amanı s/olmayan
bir hüzün müdür
bana senden geriye tek kalan?
kalbinin namlusuna sürüp
merhametsiz kurşun gibi
vedanla yokluğundan vur beni
yüreğim hep y/aralı kalır
belki bir gün gelirde sen s/ararsın diye
susma ey içim
de ki
her gurbet sürgündür kendine
ve mesafeler arttıkça
çoğalır acıyan yanımız
sevdalar daha çok büyür
ay dökülürken saçlarıma
sensin şakaklarımda ki ağrı
sensin gökyüzümde şafak diye söken
sensin bana benden yakın
gögsümün hemen sol yanında
sensin
d/ağlayıp yanaklarımı
süzülen şu kekremsi tat
ömrümün yetimliğinde
seni ben müebbet bilirim
zikrime dokun susup devinirken canım sana
mısralar dört yanı pusu
dökemem seni kendime satır aralarında
ne diyeyim be kader/çekipte gidenler utansın…
unutma yalnızlık yalnız yaşanıyor
yaramız derin mi derin…
gözlerimin ıslağında inanmışlığın mezarı
senleştirip bütün acıları yine eksildim
usandım artık insanlığı dibe vurmuş yüzleri görmekten
herkes bir başkasında eskiyip gelmiş
yeni bir aşk diyorlar yeni bir sayfa
kalemi kırıp ortasından
yüreğime saplamak istiyorum sonra
yalnızlığının dârında bir ölüm kuşandım
kan s/oluyor belalı mısralarım şimdi
eylül’de bitiyor bak yavaş yavaş/
her mevsim ayazında dururken
nereye kanat çırpacak yüreğimde ki vuslat kuşları?
unutursun
giden unutur bilirsin …
bu yüzden
ardından yaktım sana yazdığım her şiiri
yalancı kırağılar öperken bir gülü goncasından
kül rengi gözlerimle karşıladım ben sensiz her sabahı
sen
sen yine anlamayacaksın beni değil mi?
insan
gülerken bile gözlerinin ardında bir hüzün saklıyorsa
ya yarası çok derindir
ya da hikayesi çok uzaklardadır
çıldırtan bir akşam daha çökecek yalnızlığımın üzerine
sen hiç kendi yaşını boğdun mu yanaklarında?
gömdün mü koskoca bir ömrü gamzelerine?
bu yüzden tebessümlerim solgun
ve de eskimiş sonbaharlardan kalma
sahi
kaç şiir daha öldüreceğim senin için?
hem ne önemi var ki son nefesini verdikten sonra
seni kimin eller üstünde taşıdığının
yada
ne kadar kalabalık olduğu cenazenin
üç beş kürek
toprak atacak biride bulunur mezarına elbet
insan yüreğiyle uğurlanır
bana yüreğinden bahset
varsa...
(
Sona başlıklı yazı
ACZ tarafından
10.11.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.