Gören adam, kör adama dedi ki: “Şu uzaktaki ağacı görmeni isterdim. Öyle mahsun bir hali var ki…” Kör adam ise, “O ağaç uzakta değil.” dedi. Gören adam, “Sen nereden bileceksin, tabi ki uzakta.” dediğinde, kör adam, şunları söyledi: “O ağaç, uzakta değil, zannettiğinden de yakında, sende. O ağacı var eden, senin zannın. Görmek, dışarıda sandığından beynine gelenle değil, gözünden beynine iletilenle gerçekleşiyor. Algın, gözünle beynin arasında, zannın, ağaçla senin aranda… Beynin, birebir ağacı değil, gözündeki hayali görüyor. Hiçbir şey uzakta değil. Zira, ötede olan, Var’ dan gayrı olan bir varlık yoktur. Biz var zannederiz. Senin gördüğün zannındır, senin gördüğün cahilliğindir,senin gördüğün körlüğündür. İnan bana dostum, çünkü körlüğü, en iyi bir kör bilir.”

 

Gören adam ise, onun dediklerini kulak ardı etti ve şöyle düşündü: “Aman be sende. Körlüğü en iyi sen bilirsin tabi. Ama görme üzerine ahkam kesme. Neymiş de, gözümden beynime giden sinyalmiş. Onu biz de biliyoruz. Ama gözüme nereden geliyor? Tabi ki o ağaçtan geliyor. Ve o ağaç, taa uzakta. Adım gibi eminim. Yerini bir körden öğrenecek değilim. Konuşuyor işte…”


Ve tüm bunları bilen ağaç dedi ki: “Ben ne uzaktayım, ne de gören adamdayım. Ben, Var’ dan gayrı değilim elbette, ve ama var da değilim. Ben yokum ve Hiç’ deyim. Her yerdeyim çünkü Hiç’ denim

( Kör Adam/lar Ve Ağaç başlıklı yazı KENAN KOÇ tarafından 9.10.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.