“Bende ağır/

Bende dökük mabetlerin

Mavi kumlara çentiği var

Beyaz kanaviçeden kızlar

Canı terli yiğitlerin menendi…”

 

Bende;

Alı kırmızıya dökük

Kadın elleri var/

Yürekleriyle taşınan

Can omuzları/

Kuş testileri

Taze bir ölünün

Sunağına dikilen

İki çift kaş var

Ağlamaklı…

 

Bilir misiniz?

“Benden aldığını bana vermeyen kayalar

Gökçek alınyazıları siyah yaşmağa dolanan”

 

Kuzucuk bakışları soldan kanayan

Ellerini örümceğe saran abla telaşı

Soğumadan gül yüzü/solmadan acılar

Niyetini pazarlamıştı/

Çocuk gülüşlerine

Bez bebeklere…

 

Silinmez;

Bu peçe kanlı/

Kırık hezeyanların zalimi

İnat hikâyeleri yazsam ne çare

 

Bir ciğere kor düşmeli

Acımalı bir yerleri insanın

Vicdan silsile turları/

 

Ve şarkılar!

Türkü yakışlar

Ölüm adın yok olsun

Yazılmasın notlara

Yazılmasın suratı düşük

İnsan denilen otlara

Tozlu raflarda yitik

İzleri kazınmasın sonra

 

Bir anne ağıtında çığlık

Mavi göklere yazılsın

Yürek nakışlı yıldızlar

 

VE ARTIK BU ÜLKEDE ÖLMESİN ÇOCUKLAR

 

 

 

 

( Zul Acısı başlıklı yazı prens tarafından 22.07.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.