Zaman sayacında vakit ikindi

Gün ayrılık rengine vurmuş tabloda

Güneş sessizce kapatırken gözlerini

Havada narçiçeği bir kızıllık

Akşamın serencamını izlerken

Buğulu tebessümler nazar ediyor

Mevsimin karanlığına

 

Şafağın kızıllığı değil miydi?

Gündüzün habercisi,

Gecenin siyahını anlatan

 

Nedir mekâna sığmayan

Asra sığmayan bu sır

İçimde dizi dizi ağrılı acılar

 

Nedir bu kahır dolu buruk hüzün

Yılgın bir nehir gibi bezgin hayallerim

Ruhumda esen mazinin külleri

Akşam garip hüznünü kuşandı

Akıp giden suskunluklarım coştu

Sessizliğin lal sekinesi kalktı üzerimden

Lisanımda kanadı kırık pervaneler

Mahmur makamında

Hıçkırıklarım dilsiz

Cismi ruhumda ezeli bir sır

Yaban eller okumasın küskün kelamımı

 

Vurgun yemiş misali dimağımda sanrılar

Dudak ucu yaralarımda sancılar

Yalnız yaşanan bir hüznü bölemezsin

Ateş olur kızıllığında Akşamın

Güneş kaybolur utancından

Kanayan dilime bir dua dokunur

Hasbünallahü ve ni'melvekil!

Allah bana yeter, O ne güzel vekildir

Ve bir suhulet düşer gönlüme

Tüm hüzünlerim abat olur

Ben hüznümü ancak sana arz ederim

 

Nuray AYHAN…

( Dilsiz Hıçkırıklarım başlıklı yazı Nuray AYHAN tarafından 13.05.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.