Yorgun ama kadife sesli bir kadındı hayat bizim için şimdilerde ve geçmişlerde,uzaktan izlediğimiz mahallenin en güzel kızıydı hayat,hayaller kurduğumuz fakat cesaretle yaklaşamadığımız şimdilerde ve geçmişlerde,belki değişir bu hisler gelecekte....

Değişmesi için mücadele ettik,mahallenin kendimizce en güzel kızını sevdik,baktık,bekledik,izledik ve ardından gene hayaller kurduk,onun üstünde ilk gördük gelinliği,duvak denilen beyaz örtüyü ve onun sayesinde heyecanlandık,ağladık,içtik,bağırdık,sokaklarda yattık.Sonra bir rüzgar geldi bizi uzak diyarlara taşıdı,bir polen gibi,bir tohum gibi ama galiba büyüdük.Artık her şey yorgundu,hayat yorgundu,kadın yorgundu,erkek yorgundu ve ten yorgundu,düşündük hep düşündük,nerelerden nerelere geldik ayrıldık sevgilimizden.Umutlarımızdan hayallerimizden,Venedik’ten ayrıldık,ayrıldık tenimizden,ruhumuzdan,aklımızdan,ayrıldık ve bitti.Karanlık her yanımızı sardı,sarmaladı karartılar içimize saldırdı.Karamsarlık sanatında en önde gittik,sevgilimizden ayrılmıştık,ilk çocukluğumuzdan,ilk aşkımızdan,ilk yaşamımızdan,büyüdünüz dediler ve büyüdük zannettik.Okula gittik,okula gitmedik,yorgun şoförler gibiydik,baktık cam kenarından,dikiz aynasından,baktık ve gene baktık.Bakarken fark etmedik,geçen ömrümüzü seyredemedik,seyredemedik geçen ömrümüzü.Ömrümüz uzun bir yoldu kimimiz için,hep inişli ve zor çıkışlı,yuvarlandık.Büyüdünüz dediler,büyüdün dediler,inandık.Aslında hala çocuktuk ve hayat bize hala kadife sesli yorgun bir kadın sesiydi.Nasıl yorulduğunu bilmediğimiz,pavyonlarda,fabrikalarda,okulda,hayatın her anında o kadife ses bizi etkiledi.İmrenerek baktık mahallenin bitirim ağabeylerine ve imrenerek baktık bitirim ağabeylerin sevdalarına,yanlarında hep güzel ablalar vardı,merttiler,acemiydiler ama sevdalarında inatçıydılar.Baktılar etraflarına ve buldular hayatın manasını kadınlarını,sonra ne oldu,ne değişti ve devreye başka etkenler girdi.O çok sevdikleri kadınları dövdüler,hor gördüler,eskittiler ve çöpe atar gibi kenara attılar,başlarında da bir veya iki çocuk,bunlar şanslı olanlarıydı ve biz bunları gördük ve biz o çocuklardık.Büyüdünüz dediler ve büyümenin manasını söylemediler,artık git hayatına yön çiz dediler,ama yönümüzü nereye çevirirsek iyi olur söylemediler.Hayat bize yap boz gibiydi,ilk önce kenarlarını yaptığımız sonra biraz daha ortalarına doğru kaydığımız,hayat bize çarpışan arabalar gibiydi,eğlenceli ama bir o kadar da tehlikeli ve hayat bizim için bir nazlı gelin gibiydi duvağını açmamıza razı ve istekli nazlı bir gelin gibi.Bak şimdi geçmişine kaç ta kaç saf acı,kaç ta kaç saf huzur,cevabını veremeyeceğin sorular bunlar,hiç not aldın mı yaşarken bu hayatta,günde 24 saat var ve kaç saatinde mutlusun,huzurlusun,bize büyüdün dediler ve huzurumuzu,mutluluğumuzu elimizde horoz şekerini alır gibi aldılar.Aldılar ve bizim için hayat işte o anda yorgun ama kadife sesli olmaya başladı ve öylede devam etti.Büyüdünüz diye diye inandık büyüdüğümüze,aynı hataları yaptık,aynı kaldırımlarda yürüdük,aynı başı boş serseriler gibi yaşadık ve hep düşündük en serserisini bile anası kucağına alıp sevgiyle okşamıştı,düşündük onlarda elbet istemedi balici,tinerci yada keş olmak,onlarında hayali ve umudu vardı ve onlarda sevdalıydı kadife sesli hayata ama olmadı.Şimdi kollarındaki ve göğüslerindeki jilet izleriydi hayat onun için damarlarından boşa akıttığı kandı onun için ve galiba bizim içinde aynıydı hayat,sevda yurdunda yanık türkülerdi ve yakıcı olan iç geçirmelerdi.Sokak lambasının altında elimizde bira şişeleri ve dilimizde küfür vardı,yukarımızda böcekler,sinekler,kelebekler,küçük kelebekler vardı,ışığa saldıran böcekler vardı ama biz yoktuk,aslında bizde ışığa açtık,hayata açtık,aşka açtık,hakikate açtık.Nedensizce söylediler bize hadi oğlum,hadi kızım evlen yuva kur dediler ve ruhlarımıza işkencenin her türlüsünü denediler,başardılar,ölmeden öldürdüler,öldük.Aklımıza gelen düşünceleri savuşturduk ve kendimizden kaçtık,galiba hala kaçıyoruz bak dinle diyoruz,gör diyoruz,anla diyoruz ve kaçıyoruz tek farkla elimizi sıkı sıkı tutan oğlumuz ve kızımızla çünkü hala büyümedik,inkar ediyoruz büyümeyi ve hala aşığız o yorgun kadife sesli kadına yani hayata.

Hadi oğlum gel yanıma misket oynayalım sokaklarda,çamurlara bulanalım ve kirlenelim,unutma gözyaşımız var bizim,sevdamız var bizim,aşkımız var bizim,haydi oğlum tut elimi gidiyoruz uzaklara,çocuklar ve hep çocuk olanlar diyarına,sıkı tut elimi,sakın bırakma.
( Kadife Sesli Hayat başlıklı yazı Recep Keleş tarafından 8.11.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu