İzafi bir gölge adına aşk denen;

Yordanası bir özlem

Meyletmişken yarınlara

Ve gelmeyeceğini bile bile.

Ne dün ne de yarın

Anın seyri

Yol bulmuş bir kez

Ölmemek adına

Son devinimi yüreğin.

 

Sığınırken yalnızlığın

Ketum vurdumduymazlığına

Ha gayret sefil ruhum

Gelmedik henüz sona,

Demek bile bir maharet iken

Kıskacında savruk düşlerin

Koyultulmuş belki de

Şu dipsiz kuyu

Hapsolmuşum ezelden

Kefareti henüz ödenmemiş düşlere.

 

Ne masumdu vicdanlar

Hatta asla var olmamış

Binlerce yargı

Nöbette iken, ömrün bitiminde

Ne vakıf ne de muhalif

Karanlık bir coğrafyanın

Günyüzü görmemiş son ahalisi:

Ne yenik ne de galip

Arafta kalmış nice varlık;

Razı iken cehenneme dahi

Boşlukta süzülen ruhların

Son valsi.

 

Çürük dişleri

Döküldü birer birer.

Kırık iskeleti boydan boya

Saf tutmuş iken

Tam da ortasında yolun.

Saçları döküldü tel tel

Ne kara ne de ak,

Asla var olmamış bir renk.

 

Kavuşmak adına Tanrı’ya

Ey, kâfir insan

Düştün mü bir kez tongaya,

Geç değil mi son feryadın

Kabul görsen bile

Meleklerin nezdinde.

 

Sığınağım iken izbeler

Yok olmak

İdi kesilen tek hesap.

 

Tabiatın tüm defansı

Adeta ahenksiz bir orkestranın

Bozuk akordundan piyanonun

Süzülmüş son notası:

Sekizinci ve izafi

Si’den sonra gelen

Sahipsiz ve sığıntı alabildiğine

Terk edilmiş düşlerin

Elde kalan son imgesi.

 

 

( Gelmeyeceğini Bile Bile... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 7.04.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.