Hayat bazen unutturmayı gerektiriyordu. Sen bunu hiç bilmesen de. 

Şehrin surlarına çarpardı yüzün. Hüzün tanrıçası bile eline su dökemezdi. Gözlerinden yanaklarına süzülen yaşlar, şehrin ihtiyacını karşılardı. Sense hep susuz kalırdın, ağustos sıcaklığında.

Her kederlendiğinde bir dert ortağın olurdu. Yalnızlıktan korkardın. Bir mum ışığında sabahlardın gecende. Sabah oldu muydu yabancılaşırdın kendine bile.

Onu düşünürdün her an. Aklın yerinden çıkacakmış gibi olurdu. İlaçlarla zor ayakta dururdun. Ölüm başucunda bir fısıltı gibi duruyordu. Yinede ölmüyordun. Ölemiyordun ikinci kez…

Unutman gerektiğini çok geç anlamıştın. Belki de kanayacak bir yaran kalmadığı içindi. Bu kez kararlıydın unutacağım onu, o hayatımdayken kendim olamıyorum diyordun. En baştan yapman gerekeni bir tecrübe saydın. Oysa zaten yapman gerekendi en sona sakladığın…

Unutamadıysa eskiyi, hiç edermiş insan yeniyi. Anladığındaysa. Zaten unutmana ramak kalmıştı…

‘’Unutman gerektiğini bile kendine yabancılaştığında anladın’’
( Unutamadıysa Eskiyi Hiç Edermiş İnsan Yeniyi başlıklı yazı Mecaz Adam tarafından 4.04.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu