Kumral saçlarının gölgesi kadar

Yeknesak şu soluduğum hava.

Baykuşların tedirgin edici varlığı

Üzüncün hecelerinde buldurduğu o yankı…

 

Kelimelerin zinciri iken

Boynumda çepeçevre

Kuş kadar hafif şu ruhum ötelenmişken

Ta öbür âleme.

 

Bariz çığlığı depreşen o yenilgi

Sergilediği amansız ve

Sıkışıp kalmış cılız gövdesi…

 

Öfkenin nazarında ses bulmuş hüzün

Yaratılaşın türevi ummanlar kadar engin.

Ses getirmese de varlığım

Asla zuhur bulmayan bilindik tecellim.

 

Bir varmış bir yokmuş

Onca seyreltili serzeniş

Bir yokmuş belki de bir varmış

Eşikte nöbet tutarken tüm o tedirginliğim,

Başa var mıydı ki nihayete ersin

Yaşanırken o tükeniş.

 

Bir yetişkinin nidaları kadar akıl sır ermez

Yeni yetme o kızın hayalleri hudut bilmez.

Adı insan adı devran

Aşk bu, tanır mı zaman ile mekân.

İzdüşümü yadsınamaz

Mihenk taşı ömrün asla terk edilemez.

Hırçın ve bitap iken

Ve o efsunlu düşler nihayete ermeden.

( Nihayete Ermeden... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 24.02.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.