Oysa endişeli bekleyişlerin kavuşma mevsimlerinde yırtılınca yelkenler
Yürek gönlünün sesini dinler, sitemkâr düşünüşlerin odalarına gün girer
Her üşümüşlük mevsimden değildir, dağlara sevdanın güneşi erken düşer
Aşkın anlamını dünde arama, göğsündeki o asil yara asırlardır orada kanar.
Çözümsüz tükenişler doldurup her şölende yaşam kadehine içersin acıları
Dudaklarındaki sevginin türküsüdür, karıştırma tabağına sakın sancıları
Her mum kendi dibini aydınlatır, sessiz düşünüşlerle ışıt kör karanlığını
Kutuplar bile erimekte bak, saklayamadı gövdesinde doğanın sırlarını.
Bundan böyle sevinçler ek toprağına, coşkuların ırmağında yıka yüzünü
Akıt yüreğindeki asılsız zehirleri, yedi iklim derinlere göm sen hüznünü
Sök at içindeki anlamsız soruları, pusulasız da olsan bulacaksın yönünü
Kendi masalının kahramanı ol haydi, yeter ki izle yaşamın izdüşümünü.
Selahattin Yetgin