Bir boyun borcudur yaşamak
Durmadan celladın fısıltısını duyar insan
Efil efil sallanır gölgeler
Utancın tezgahında dokunur zaman
Ve hayat değirmeninde öğütülür keşkeler
Yeşerttiği kadar çürütür yağmur
Ki kerbelâ yanığıdır tenler
Siyah rüzgarlar çemkirir yüzlere
Gizli sislerde kaybolur toy hayaller
Ve bıçağını sıvazlar ibrahimler
Kaybolur haykırışların harfleri
Dalında direnir son yaprak
Nalların sessizliğine aşinadır artık yollar
Bilenmiş bir cümle saplanır gülüşlere
Ve sancır insansı yanlar
Zulmün estiği yerde üşür vicdan
Acıları saymaya yetmez parmaklar
Ütopyalar satılır sinsi tezgâhlarda
Bir bir karaya vurur seyir defterleri
Ve içindeki meyi kusar bardaklar
Kopar öfkenin bam teli
Çatırdayarak yıkılır saraylar
Maskeleri düşürür kutlu bir ölüm
Başlar k/öze dönüş
Ve ifşa olur soytarılar
.
.
.
.
.