Düştüm dün gece düşümde
Düş görüyor sanırken
Kanamış dizim
Ilıktı kan ve çok tatlı
Narsis ve duyarsız…
Kırık bir dal gibi
Kırıldı kolum kanadım
Soğuktu nefesim
Ölü bir beden
Zihnimdeki o bitimsiz
tasavvur.
İkilemlerdi sarıp
sarmalayan
Sıcaktı nefesim
Alev alev sevdanın
ateşi.
Dipsiz bir kuyu belli
ki
İçine düştüğüm
Ne suyu ne ışığı
Yeryüzünün tekil
göstergesi
Bir ben bir de gölgem
Olması gereken.
Çölün ortasındayım bu
sefer:
Sıcak ve ıssız
Her yer kaktüs
Bin beter gülün
dikeninden
İsmimle müsemma
Bilmez miyim kendimi.
Rast geliyorum
kırlangıçlara
Haber salmışsın
Fısıldadılar kulağıma.
Ben iyiyim
Olabildiği kadar
Yine de neye yarar
Tasarrufluyum eskisine
oranla
Daha duyarsız ve
İçindeki kaynak kurumuş
O günden beri.
Var olmamış bir düş
belki de
Gözüm açık gördüğüm
Hayallerimin en uç
noktasında.
Dal kırıkları,
Cam kırıkları
Candan da öte
Önce can sonra canan
Yeryüzü yankılanırken
Seyrelmiş gölgelerle.
Suskun ve gizemli bir
sırdaş
Kiralık kalplerde
işlenmiş nakış nakış.
Belki bir sondur
Belki de nihayete varış
Hiçbir zaman var
olmamış.