Riyanın kiri bulaşmış
bir kez üstüne başına
Nasıl da sönmüş gözünün
feri
Bir ateş için için
yakan şu nefreti.
Sünepe korkuları ile
akarken devran
Devrik cümleler
Adı yürek olsa da
Şüpheler diz boyu
Katmerli, dipsiz nice
söylem
Yargılayan ve yerden
yere vuran
Kimliksiz suretler
kıvranırken kendi çamurunda.
Bir yudum sevgiye muhtaç insanoğlu.
Kıdemli bir sancıdan
doğduk
Bir çığlık, bir
yakarış…
Sonsuz sandık ömrü
Ve istifli yılgılar
Bir bir sarmışken dört
bir yanı.
Açtık aşka ve susuz
Adım başı bekleyen
düşman menzilleri
Açtık sevgiye ve inanca
Koruyup kollayan kim
var ki O’nun dışında.
Güvendik, sevdik ve
istedik
Gül kokulu bir dünya
Oysa bağnaz ve nefret
dolu kimlikler
Dolanırken pervasızca.
Yoz ne varsa çamura
bulanmış
Sür git hayal âlemi
Adı insan bir o kadar
korunaksız.
Edebin, ahlakın son
neferi
İzbelerde gizli saklı
Ne sende dümen ne bende
Fark etmediğin gücü
İlahi Adaletin.
Bitimsiz sanma ömrü
Duyguların toprağa
gömülü
Ne isi ne külü gönlün
Sadece O’dur verecek
olan hükmü.
Feryat figan
isyanlardasın bilirim
At artık şu kini.
İnsan gerçek dünya
yalan
Düşler imge sahtelere nispet.
Vakur yarınlar bir bir
dizili
Her şey boş
İnsan bildikten sonra
kendini.