Neyzenin üflediği nefeste saklısın sen
Dileğisin mübinin uyuduğunda şehir
Gönlümün sürüldüğü mahbeste saklısın sen
Sensin güneş batınca gökte beliren mehir
Sen de biliyorsun ki gözlerim senle uyur
Rüyadan medet uman yoksul çocuklar gibi
Yalvarıyorum Nazra bana sesini duyur
Durma karşımda öyle geçitsiz bir yar gibi
Elinde büyütmüşüm yedi veren gülünü
Her sabah türkülerle uyanan kızlara sor
Sevdalının bir değil bin defa öldüğünü
Aşkın kırık kalemi gözyaşıyla yazıyor
Bak da gör pencerenden dünya nasıl soluyor
Nazra seninle belli açan çiçeğin rengi
Hasretin yüreğime usul usul doluyor
Usul usul yaşamın bozuluyor ahengi
Vehimle dolup taşan aklımı oy demirle
Dilekler sensiz olmaz umutlar sensiz yetim
Dalgalansın denizin yüreğime demirle
Seninle aydınlığa kavuşsun şu suretim
Köylü aksanı gibi yadırganırım Nazra
Sen olmazsan dökülür meyveye duran çiçek
Her sabah ve her akşam kapıma vuran azra
Söyle daha kapıda ne kadar bekleyecek
İsmini bir kez desem yıldızlar düşer yere
Denizler ve nehirler kurur ateşin ile
Gedik açılmış gibi gözlerinden mahşere
Gelmiş geçmiş mahlûkat seninle gelir dile
Susuz kalan bir gülün solan yaprağı yüzüm
Sensiz çekilmez elbet bu kahır ve bu çile
Ne olursun gel artık kaç zamandır öksüzüm
Söyle ne kadar yaşar yürek bu hicran ile
Nara düşen pervane sele kapılan kuşum
Nazra bu yangın yeri ancak senle yeşerir
Hazan mevsimi esen soğuk rüzgar olmuşum
Ah Nazra bir meleğe zulüm nasıl haz verir
Şu yazgımın rengini ak eyle ne olursun
Yeniden doğsun dünya bir bebeğin gözünde
Dalgalansın denizin sevda kıyıma vursun
Kutsal bir sese bürün, artık yanındayım de