Her gün, gün düşme vakti usulca

Umarsız,vicdansız,şaşkın bir mecburiyet

Sıyrılır bir hırsız gibi kirpiklerimden

Belkilerden doğan heyecan

Sönmeye başlayınca sokak lambaları

Işığını kapatır hemen 


Bir isim düşer dilime

Bir misafir gibi

Apansız beklenmeden gelen

Bavulunu dayar akil  duvara

Ne bir hoş bulduk der, ne bakar gözlerine

Ne kadar yakarsa rutubet boğazını

Özlem o kadardır işte!

Ağır küf kokulu bir hüzün sızar

Sorarsın?

Kasıtlı mı  kapağını aralık bıraktı acaba?


Çökertilir umutların mevzileri

Elleri başlarında ilk teslim olandır şiirler

Alev alev bir sağnakta yalnız

En kötüsü de artık kanmayız 

Yorgun,kurak,mecbur

Yıldız yağmurunun mevsimde değiliz 

Su taşırız gözlerimizle kısır yağmurlara

Gökkuşağından habersiz


 Hiç uzaklaşmaz gerçekten giden

Ömürden çalınıp,candan kopartılıp

Doldurulur hep geçen zaman

Farz et ki

Aşk var olmaya  sebep

Fark et ki!

Ayrılıkları doğuran kaide

Lüzumlu olmalı elbet

Korkma !

Hissettikçe avuçlarında kan

Korkma  artık, korkma çakıl taşlarından


Ümit Seyhan







( Çakıl Taşları başlıklı yazı Ümit Seyhan tarafından 12.10.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.