Gülmek geliyor içimden
katıla katıla
Yıllara inat belki de
inatçı ruhuma.
Olmadığı kadar dirençli
Biraz savruk hatta
biraz yabancı.
Neyin tezahürü ise
artık
Kırıntısı mı içimde
yarım kalan düşlerin.
Gülmek istiyorum
Eşlik ederken ahenkle
yaşlar
Hüzün bulutları değil
bu sefer
Tepemde uçuşan.
Kanatlansam keşke,
Alıp başımı gitsem
Ne tek bir gölge
Ne de tek bir imge.
Bir bulut kadar beyaz
Olmadığım kadar narin.
Bir düş görsem
uyanmamak üzere
İçinde sadece ben ve
Ne varsa dilediğim.
Biraz uçuk, biraz yanık
bir türkü tuttursam dilimde
Varsın ilmek ilmek
dolansın benliğime.
Ne çıkar ki uzak kalsam
En azından ne varsa
yakın ruhen hissettiğim.
Mihenk taşı bu yolun,
Bir ara durak,
soluklandığım.
Nicedir gidip
görmediğim
En uzak istikamet
Ulaşamadığım ne varsa
Görüp göreceğim.
Arşınladığım o Arnavut
kaldırımı
Sırtımı dayadığım o taş
duvar
O korunaklı dünyam
Eşi emsali olmayan…
Onca kırık parça
Ve ne varsa ertelenmiş
Onca insan kırık dökük
Umurumda da değil sarf
ettikleri onca yalan.
Hayal bu ya;
Tek gerçek ne varsa
koruyup kolladığım
Eşlik ederken yeni
dünyam.
Koptu artık ne varsa
hükmeden
Sustu riyakâr kemanlar.
Kıyamet alameti ne
varsa
Aldı beni benden
Çoktan ufka yelken açtı
üşengeç martılar.
Ahenkle dans ediyor
zihnimde
İlk kez duyduğum o içli
melodi
Ne varsa gizli saklı
yakan yürekten
Belki bir türkü belki
bir rapsodi
Çağrıştırmıyor mu o
eşsiz dinginliği…