Efkârın tadını
çıkarıyorum
Bir yandan ıslanıyor
yanaklarım.
Acımalı mıyım kendime
Kimin umurunda
Ya da ne fark eder
Biliyorum işte;
Söz gümüşse sükût
altın.
Hadi atın beni derin
bir kuyuya
Çekin kapağını ve örtün
üzerimi.
Söz ebediyen kalacağım
Bu karanlık dehlizde.
Sözüm var; dönemem,
Közüm var, söndüremem,
Yanık bağrım var
Her dem kanayan.
Bir ağacın
kovuğundayım,
Börtü böcek yakarken
canımı,
Kapadım gözlerimi
Yine de görmekteyim o
ulaşılmaz hayali.
Başım dik hiç olmadığı
kadar,
Soruyorum kendime;
Haykırsam ne çıkar.
Bir tükeniş içimde
Bir serzeniş dilimde.
Tut ki bir düşüm,
Sadece geçen zaman tek
düşündüğüm.
Farz et her şey koca
bir yalan
O zaman neydi gerçek
olan.
Esaret mi yıkan
Kefaret mi ödediğim
Sürgünlerde şu kâfir
yüreğim.
Ulaşılmazın nezdinde,
İmkânsızlığın
pençesinde.