Hücrelerimizi saran yalnızlık girdabına sarıldıkça
Kaygılı umarsızlıklarımızın rotasıydı kimi hayat
Eski yağmalanmışlıklarımızı anımsardık sızılarla
Göğüs kafeslerimizi yoklayıp sancılandırınca
aşk.

Dudaklarımızdan dilimize inerdi acı, korkardık
Sonu meçhul ayrılıkların kentinde sevda arardık
Bağışlanmaz suçlulardık biz, baharlarda ağlardık
Kor olmuş göğsümüzün iriniyle
şiirler yazardık.

Aydınlık
gülüşlü eylemlerin meçhul adresinde
Adımızı söylerdik birbirimize, üryanlı söz olduk
Utançlarla devrilen şafaklarda
ölüme soyunduk
İçi boşalmış gökkuşağının terkisinde kaybolduk.

Etkisini yitirmiş alevdi gönlümüzdeki deli seviler
Gürültüyle yıkılan
sevgi ağaçlarını örtemedi gizler
Yoksul nisanlar dayandı kapıya, yıkamadı mermiler
Gecenin gölgesinde uyuduk, bizi yazarken gezginler.

Yangın aleve muhtaç bir hardı, gölgeler sevişirken
Yaman bir elin temasıyla en mahremleri arar iken
Sellerin boşalırdı, bentlerini sarsarak
aşkı sarar iken
Tükenişlerin kelepçelerini ben sarı
denizlere atar iken.


Selahattin Yetgin

( Yoksul Nisanlar Dayandı Kapıya başlıklı yazı S. Yetgin tarafından 5.04.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu