B.





Aynı çamurdan ve aynı hamurdan yaratılmış iki can ..
Erkek ve kadın . İkisi de Yaratıcı’nın hukukunda ve insanların medeni hukukunda eşit ama erkek dini hukukta , aile yönetiminde bir üst derece sayılmış . İkisi de subay ama biri teğmen diğeri üsteğmen ..

Gönüllerde devrim yapan Hz.Muhammed (selam olsun) erkeğin kadına karşı görevlerinden bahsederken kadının erkeğe karşı görevlerini de öğretmiş . Kadınlar Allah’ın emanetidir buyurmuş . Cennet anaların ayakları altındadır diyerek insanları uyarmış .
Erkeğe mali sorumluluk yüklerken kadını bu görevden uzak tutmuş . Bu inanç sistemi ile insanlığın doruğuna yükselen bir insan kızını evlendirirken ona şu öğütü vermiş : “ Sen ona (cariye) hizmetçi ol ki , o sana köle olsun . “

Evlilik iki ayrı cinsin birbirini tamamlaması için şart koşulmuş . Hayatın zorlukları karşısında birbirlerine yoldaş ve arkadaş olan iki kişinin dayanışmasından daha güzel ne olabilir ki …

Yaşam mücadelesinde çekilen sıkıntılar , gerilen sinirler , hayvani içgüdüler , ihanetler ve yüzlerce sebeple günah denizine yelken açan insanlar kaybettikleri mutlulukları geç fark ederler .

İnsanların en önem verdikleri şeylerin başında kendilerine değer verilmesi gelir . Verilen bu değer saygı ölçüsüdür . Değer veren değer görür . Sevgiyi pekiştirir. Birlikteliklerde saygının kaybolması en büyük tehlikedir . Çünkü sonunda sevgi mahkum olur .

Öfke baldan tatlıdır demiş atalarımız ama sonunda öfkeyle kalkan zararla oturur demeyi de ihmal etmemişler . Tartışan iki kişiden birinin susması ve uzaklaşması barışın anahtarıdır .

Dedem yüz sene önce evlenirken müstakbel eşine iki şart koşmuş : “ Güneşi üstüne doğdurmayacaksın ; akşam dargın olsak da sabah küs kalkmayacaksın . “

Bunlar yüz sene evveldi diyenler olabilir ama insanın manevi dünyası bin yıl da geçse değişmez .

Bir ara arıcılığa merak sarıp bir kitap almıştım , bir yerinde öyle diyordu “ Anıza ekilen darıdan , gündönümünden sonra çıkan arıdan, kocasından sonra kalkan karıdan hayır gelmez “

Uzun lafın kısası makbulmüş .
Evli olup da aşk şiiri yazanlara şaşarım. Benim bülbül gibi şakıyan kanaryam bile evlendirince dut yemiş bülbüle döndü . Dört çocuk yaptılar . Onları hanımıyla beraber besledi . Şakımaya veya başka bir dişiye bakmaya ne zamanı yetti , ne tenezzül etti .

Karşılıklı saygı ve sevginin olduğu evlilikler yürür . Olmazsa cezasını başta çocuklar görür. İnsan yaşamında çocukken maruz kalınan travmalar (şiddetli olgular ) onun ruh dünyasını ölünceye kadar etkiler .

“ Benim param , senin paran “ denmeden “ Bizim paramız , bizim evimiz “ denerek yapılan arkadaşlıklar , aşk şiirlerindeki abartılı sevgi sözcüklerinin binde birini eşlerin arada bir dile getirmesi , karşısındakine değer vermesi sevgiyi canlı tutar .

Kadının dili uzadıkça erkeğin eli uzar .

Ve bu tatsızlıklar hayatın tadını bozar .
( Erkeğin Eli Kadının Dili başlıklı yazı A.Müfit KUTLU tarafından 12.10.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.