Bir selam attım sessizliğe bugün
her gün olduğu gibi bugün de benimleydi
yüreğimin için de derinlerdeki konuşan
hatta çığlık çığlığa bağıran sen
sessizlikte kayboluyordun...

Ne tuhaf her an senin varlığını hissederken
her günüm her saniyem seninle geçerken 
ayrılık denen kelimenin koynunda sessizlik 
alıp götürüyordu seninle yaşanmış tüm anıları...

Rüzgar bile konuşuyor dağa taşa sesleniyordu da 
bir sen konuşmuyordun
aldın sesini yitip giden ömrümle birlikte giderken
çaresizliğin sokaklarında üşüyor ellerim
yüreğimin kıyılarına vuruyor sessizliğin her dem 
ve... ve... 
seninle varoluşumun öyküsünü yazıyorum bu satırlara...

Gönül bahçemin solan güllerinin esareti altında yaşıyor
yaşamak için hergün bir neden buluyorsam da kendime 
yine sensiz geçen günlerin koynunda 
koparıyorum tek tek solan gülleri...

Yılgınlığım yorgunluğum 
sensiz geçecek bir ömrün vuslata çağrısıdır
belki bir gün sürgün bu yürek acılarını unutur
yaşanan ve yaşanmış tüm anıları yakarak
yok ederek döner benliğine...

Unutulanlarla birlikte sende karışırsın maziye...

Ve ben...ve ben... 
yine bir selam attım
sensizliğe sevgisizliğe sessizliğe bugün...

NİCE SEVEN SESSİZLİĞİ ALMIŞTIR DA KOYNUNA GÖTÜRMÜŞTÜR GİDERKEN....

Hülya Akyıldız
( Sessizliğin Tınısı başlıklı yazı HülyAkyıldız tarafından 1/28/2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.