Uzun bir tatilin başındaydı, ne yapacağını bilmiyordu. Bu tatilin de sıkıcı geçmesini istemiyordu. Halbuki sıkıntı şimdiden kuşatmıştı kendisini. Televizyonu kapattı. Yatağından kalktı. Odanın penceresinden dışarı baktı. Penceresinden dışarıya baktı. Pencereden diğer odanın balkonu görünüyordu. Balkondan babasının kolunu gördü; ama babasını göremedi. İşte aradığı fırsat karşısına çıkmıştı. Hızlıca odasından çıktı, yan odaya girip kararsız adımlarla babasının bulunduğu balkona doğru yöneldi. Usulca balkonun kapısını açtı. Sandalyede oturan babasına selam verdi. Biraz bekledi, cevap alamadı. Tekrar seslendi yine aynı durum. Yavaş yavaş yanına yaklaştı. Arkası dönük olduğu için yüzünü göremiyordu. Koluna dokundu. Buz gibiydi dokunduğu yer. Çok korktu bir anda. Ne olduğunu anlayamadı. Babasının sabit bir yere bakan hareketsiz gözlerine baktı. Onu görmüyordu artık. Sesli sesli ağlamaya başladı.  Ağlama seslerini duyan Emir'in kız kardeşi ve annesi hemen sesin geldiği yere koştular. Bu manzara karşısında donup kalan ana-kız ilk önce Emir'e baktılar. Ona ne olduğunu sordular ama bir cevap alamadılar. İkisinin de Mustafa amcaya kaydı gözleri. Durumu farkettiler. Onun cansız bedeni karşısında kendilerini tutamayıp ağlamaya başladılar.. Yanına koşup konuşması için yalvarıyorlar ölmemiş olması için Allah'a dua ediyorlardı. Ama o, hayata veda etmişti artık...
( Ölüm Ansızın Gelir başlıklı yazı Bilal DÖNMEZ tarafından 21.12.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.