Aileden sorumlu Devlet Bakanı Sn. Fatma Şahin'in dikkatine;
Anneler, babalar;
Boşanırken 18 yaşından küçük çocukların velayetlerini alabilmek için yoğun çabalar gösterirsiniz de;
Velayetini aldığınız çocuklar üzerindeki haklarınızı ve sorumluluklarınızı ne kadar bilirsiniz?
Velayet: Reşit oluncaya kadar çocukları, hukuki boyutta temsil etmek, onların maddi ve manevi haklarını korumak, terbiye ve himaye etmek, meslek kazandırıp topluma hazırlamaktır.
Aile birlikteliği devam ettiği sürece çocukların velayeti doğal olarak anne ve babaya aittir. Yani anne ve baba, çocuklarının haklarını koruyacak, eğitimlerini ve meslek edinmelerini sağlayacak terbiye ve himaye edecek ve onları topluma hazırlayacaklardır.
Himaye etmek Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre:
Buradan anlaşılacağı üzere, velayeti altındaki çocukları himaye etmeyen kişiler, görevini yapmamış demektir. Görevi yapmayan veya görevi kötüye kullanan kişiler cezalandırılırlar.
Ayrıca,
Çocukların terbiye edilmelerinde ve eğitimlerinde ilk öğretmenler "anne ve baba" olduğuna göre;
Anne-baba öğretecektir çocuğa doğruları ve yanlışları.
Birkaç gün evvel TV haberlerinde gördük, 11-12 yaşlarındaki erkek çocuk, bisikletiyle tali yoldan ana yola 90 derece açıyla son sür'at fırladı ve oto yolda seyir halindeki kamyonetin altında kaldı. Ne büyük şans ki, kamyonet yavaş gidiyordu ve tekerlerin arasındaki boşluktan yaralı olarak çıkarıldı çocuk.
Olayın hemen ardından çocuğun yakınları, akrabaları tanıyanları saldırdılar şoföre bir kolunu kırıncaya kadar dövdüler adamcağızı.
Şöför davacı oldu, sonucu merak ediyoruz, görüntüler çok net, şöför suçsuz ve saldırganlar ceza alacak hem maddi hem de manevi olarak...
Olayın öncesine gidersek, (gitmek zorundayız);
Anne baba çocuklarına bisiklet alırlarken, bu bisikleti oto trafiğinin olmadığı sokaklarda kullanmak gerektiğini, ana yolda ise bisiklet yolunu kullanmanın zorunluluğunu, tali yoldan ana yola "fırlamaması gerektiğini" öğretmeleri gerekirdi.
Bunu öğretmeyen analar babalar da görevlerini yapmamışlardır.
Hukukun verdiği bir görevi yapmayanlar yine hukuk tarafından ceza almalıdırlar.
Münevver Karabulut'un öldürülmesinin (3.3.2009) üzerinden yaklaşık 5 sene geçti...
Uzun zaman gündemde kalan ve geniş yankı bulan bu olaydan benim çok etkilenmemin sebebi: Münevver Karabulut'un 17 yaşında olması yani henüz reşit olmamasıydı.
Ölümüne hepimiz çok üzüldük anne ve babası mutlaka bizden çok üzülmüşlerdir çünkü "kurban" edilen, kızları Münevver'di...
O anne-baba zamanında kızlarına yeterli ve gerekli yaşam kaideleri öğretip toplumsal hayatta olası riskleri varsayım olarak kızlarına telkin etselerdi, bugün Münevver yaşıyor olacaktı.
Bununla ilgili 24.7.2009 da yazdığım blog : http://blog.milliyet.com.tr/bu-bir-suc-duyurusudur/Blog/?BlogNo=193230
11 yaşındaki oğlan, ağabeyinin düğününde evdeki tüfeği oynarken saçmalar yüzünü parçalamış, defalarca ameliyat olmasına rağmen görüntü normale dönememiş. Yüz nakli bekliyorken şans yüzüne gülmüş! Ama ah aksilik! Siyahi birine ait yüzü de kabullenmemiş haliyle. Bugün yirmibir yaşında hayatın baharında ama çok mutsuz...Olayın sebebi kim? Anne ve babası...
Bu sabah TV haberlerinde öğretmen bir anne iki aylık bebeğini Gölcük'teki evinde yalnız bırakarak Adana'daki ailesinin yanına tatile gitmiş. Dokuz günlük tatilden döndüğünde bebeği hareketsiz! görünce doktora götürmüş. En az üç gün evvel bebeğin açlık ve susuzluktan öldüğü saptanmış...Öğretmen anne tutuklandı, muhtemeldir ki cinayetten yargılanacak.
Yapılan her hareketin bir bedeli vardır.
Şimdi tekrar yazıyorum, masumları korumak adına yine tekrarlıyorum:
18 yaşını doldurmamış çocukların başlarına gelen kötü olaylardan velayetini üslenen kişi veya kişiler sorumludur. Üstüne basa basa söylüyorum ve yazıyorum ki bu kişiler cezalandırılmalıdırlar.
Cezalandırılmalıdırlar çünkü;
O küçücük taze fidanlara, o minik yavrulara,
Toplum kaidelerini öğretmedikleri için,
Olası riskleri anlatıp öncesinde uyarmadıkları için,
Öz olarak velayeti altındaki çocukları "korumadıkları" için cezalandırılmalıdırlar.
Anneler misafirlikte, çaylarını yudumluyorlar ve dalmışlar koyu bir sohbete. Yandaki odanın açık penceresinden 4 yaşındaki çocuk düşüyor ve acı son...
Evladına gerekli özeni göstermeyen lâkayt ve ilgisiz "o anne" cezalandırılmalı ki, diğer anneler ders alsınlar, başka minikler ölmesinler....
Boşuna mı yaptırılıyor camlara çocuk kilitleri, pencerelere, balkonlara ve terasa ferforjeler, hepsi çocukların güvenliği için.
Titizlenen anneler, büyükanneler, mutfakta ocağın ön kısımlarında değil, çocuğun ulaşamayacağı arka bölümlerde yemek pişiriyorlar. (ben gibi)
Kazalara sebep olabilecek kibrit, çakmak, makas, bıçak, tığ gibi yanıcı ve kesici nesneleri bilhassa ilaçları zor ulaşılan yerlere koyuyorlar.
Boşuna mı?
Öz olarak:
Çocuklarımızı önce Allah'ımız korusun ama ilerdeki yaşamlarında sakatlıklarıyla veya fiziki görünümleriyle mutsuz olmamaları için anne ve babalar olarak onları gözümüz gibi korumak öncelikle insani sonrasında hukuki görevimizdir.
Sizce de öyle değil mi?
Selam ve saygılarla...
Yurdagül Alkan.
Not: Yukarıdaki bloğum Aile ve sosyal politikalar bakanı Sn. Fatma Şahin'in resmi sitesine gönderilecektir.