“Değmesin ellerine yaş/

Gözlerin hüzün kokmaz

Ağaçlar sonbaharda tellenir

Akide şekerlerine…”

 

Kapı aralıkları boş

Ardında boyalı veranda

Bir gülüşün hatırı kaldı

Bizle dolan resimlerde

Sevgi kocaman içi boş çukur

Ağlar yalnızlığın söz konçertosu

Çocuk değilim ama kemiklerim cam

Ellerim yetmez bir kavurma yahniye

Sözlerim ulaşmaz torunlara/

Onlar/ki çoktan unuttu

El öpmeleri/

Kuzine önü

Kahveleri

Unuttular

Yoktular…

 

Sevmek;

Yalana dolanmış yılan

En kutsal zamanlarda

Gemiyi terk etmek

Dili keskin farelerle

Sohbettir yalnızlık

Çukura gömülü bakışların

Gülümsemesi uğruna/

Ayaz bir ömrü hiçe saymak

Aymaktır yalnızlık bazen

 

Kanaviçe mendillerde

Bir tutam şeker

Ya da yüzü tura

Harçlıkların hiçliğinde

Yüze oturan gülümseme

 

Saygıdır hayat!

Bayat söz yollarında

Unutulmak/

Çürüğe ayrılmak

Boyası balık kokusu

Gözleri beklemede

Bir kayığın son demi

Çile doldurmak

Tekir kedinin soluğunda

Gün soldurmaktır hayat

 

Ölüme dikilen ucuz yollu

Beyaz patiskadır hayat

 

Onunla dolar gülücükler

Giderken sonsuzluğa…

 

( Bu Bayram Hüzünlerden Halkalı Çocukluğum başlıklı yazı prens tarafından 14.10.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.