Sur üflensin İsrafil’in nefesinden
Çırpınsın söylemler lâl bir ezberden
Kıbleye adını aldırmıştır şimdi
Kuşların tüy döküm zamanı
Sorgusuz bir v/eda kurulmuş sol köşeye
Mahlukatın her lisanı çözümsüz
Hani yıkılmaz sanılan
Uyandı şiirin orta yeri
Mavilerin gülümsemesi – ayın on dördü
Uyandı damarımdaki kan
Uyandı kehribara örülen saç tutamı
Kış yaralarıma yaz sürülmeliydi
Soluğu sıcak ‘’ s e v i y o r u m ‘’ söylemi
Benim çığlıklarıma örülür keder
Soyunup uyuyor kainat zerre olmuş cüsseme
Hiçe esen fırtınadan düne akan sevdamdan
Cam kesiği ömrüme nâr tutsağında
Denize batırsınlar kırılgan nefesimi
Mavi bir soluk aksın gülmeyi unutan dudaklarımdan
Yalnızlık bir gölgedir hep ardım sıra
Geceler telaşlı korku
Sürgün yemiş mahpusluk hep alın yazım
Tan vakti koşar
Umarsız kalabalık şakaklarımda
Gümüş kanatlı düş sürüsüdür hâyâllerim
Varsın sevda kuşları göçsün gönül yurdumdan
Kentime izahsız dar ağaçları kurulmuş
Her acıyı şeffaf bir perdeyle g/örüyor zaman
Tek tesellisi var bu aciz yüreğimin
Mahur bir aşk şarkısı süzülsün
Lapiska saçlı o kadının ahu bakışlarından
Saatlerde ölçüsüz bir zaman
Nur kanatlarını kırmış ışık kümeleri
Yerle yeksan cansız öpüşler soldurmuş
Dişlerimdeki ten izlerini
Gece uçurumları derin- dehliz
Yok olmuş aynalarda yüzüm
Vakitli- vakitsiz
Gözlerimdeki melal yıllar çökertmiş bakışlarımı
Süslü- süssüz..
Bir kara dağı vurmuşlar ayak dibimde
Ululu- ulusuz
Sökülmüş şafağımdan ‘’ günaydınlar !!..’’
Günlü –dünsüz
Çeyrek zaman sonun- öncesi
Çeyrek zaman yarının güncesi
Sessiz bir çağlayanın gölgesi f/işlenmiş ten kokuma
Başkaldırı ayyuk
Başkaldırı hummalı
Avuçlarımda kandan ibaret abdest dalgası
Er kişi niyetine .!!
Allahu Ekber !!!
Teğet geçilen radyo frekansında
Destursuz bir yağmur resitali
Semâda kurumuş yıldız kümeleri
Yeşil yokluk ihtimalleri
Bismi HÛ !!!
Tutuşmadan yanma ahengi
Dönencede derun-i fetret
Çöken zemin- yükselen kubben
Kasvetli meyanlı dönüş
Abdest hazır
Kıble nâzır
El pençe yüce divan
Allahu Ekber !!!