“ ATATÜRK’ÜN İSLAM'A HİZMETLERİ” ÜZERİNE ARAŞTIRMA.

 

             Osmanlı döneminde İslam’ın temel kaynağı Kuran-ı Kerim Türkçeye çevrilip açıklamaları yapılmamış olduğunu gören Atatürk, Müslümanlığın temel gerçeklerinin doğru öğrenilmesi için, Cumhuriyet kurulduktan sonra, bu konuda çalışmalara başlar. Bu eksikliğin giderilmesi için ciddi olarak T.B.M.M sinde “Şer’i ye Vekâleti’ni kurdurur 1923te. Çünkü Batı da İslam-ı kötüleyen yayınlar yapıldığı için, bu saldırılara doğru, ilmi, gerçek İslam’la yanıt verilmesi gerekiyormuş. Diyanet İşleri Reisliği kurdurulur 21 Şubat 1341- 1925te ki bütçe görüşmelerin de Diyanet işleri Reisliğine  özel ödenek ayrılarak Kur’ an tefsiri ve hadis tercümeleri yaptırılması kararlaştırıldı.” Atatürk’ün İslam-a Hizmetleri “ kitabı sayfa- 42-43.

      Avrupa’dan, Mısır’dan, ilgili yerlerden, ehemmiyetli kitaplar sipariş edilmiştir. “ayni kitap sayfa- dip not; 15. zabıt ceridesi 1.dönem 4. yıl c. 13 açılış konuşması;

         Şerriye ve Evkaf Vekili Abdullah Azmi Efendi T.B.M.M sinde ki konuşmasının bir bölümünde şöyle der; “Geçmiş asırlarda ki cereyanlar maalesef memleketimize de sirayet etmiş olduğundan dinin esaslarına karşı birtakım tereddüt ve şüpheler uyandırmış ve bu suretle ahlak esasları, aile hisleri yavaş, yavaş gevşemeye başlamıştır. Bütün halk sınıfları arasında dini, içtimai bağların gevşemeye başladığı, dini duyguların zayıfladığı müşahede olunmaktadır. Bu halin devamı sosyal hayatımız için de pek vahim neticeler doğuracağından şüphe yoktur. Bu buhran, bu sosyal yara asırlardan beri dalmış olduğu uykudan uyanmak azminde bulunan biz Müslümanlar için kemal-i dikkatle takip olunarak katiyen ihmal edilmeyecek bir büyük hadisedir.” Der.

     Bu tesbitler doğrultusunda yanlış inanç ve hurafe karışımı İslam saptırmalarının önlenmesi için, Kur’an-ı Kerim ilk kez Türkçe’ye 1922 yılında Çağatay lehçesiyle çevrilmişti. Fakat çeviri gerekli ihtiyacı karşılayacak durumda değilmiş. Cumhuriyet dönemine dek de gerçek anlamda Kuran-ı Kerim tercümesi yapılamamıştır. Osmanlı Devleti döneminde de ciddi bir tercüme, tefsir de yapılamamıştı. Yapılmış olduğu iddia edilebilirse de, halka ulaştığı gerçek dışıdır ki toplum okuma yazama cehalet batağı içinde olduğu saptanmıştır. Tarihi gerçekler okunduğunda Osmanlı dönemi sonu yılların da  “İngilizleri Sevenler Cemiyeti” üyelerine köylerimiz de, belki de kentlerimiz de imamlık görevi verilmiş olduğunu Atatürk öğrenmişti. Bu gerçeği gören yüce Önder dini yıkımın nereden geldiğini anlar ve gerçek İslam’ın öğretisi için 1924, 1926 yıllarında yapılan Kuran tercümeleri yeterli görülmemiş bu nedenle, 1927 yılında Atatürk’ün talimatıyla Ord Prof. İlahiyatçı İsmail Hakkı İzmirli’ nin hazırladığı Kuran-ı Kerim tercümesi daha fazla beğenilmiş ve yaygınlaşmıştır.

    Cumhuriyetin ilk Kuran tefsiri yine Atatürk’ün isteğiyle hazırlanan Konyalı Mehmet Vehbi  Efendi’nin “ Hulasa-tül fi  Tefsir-i Kur an” adlı eseridir. Yine Atatürk’ün talimatıyla Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’ın “ Hak Dini Kur an Dili “ eseri 1936 yılında 10 ciltlik dev bir yapıttır. Diyanet İşleri Reisliğince bastırılıp Türkiye’nin dört bir yanına dağıtılmıştır.

    Atatürk karşıtı iç, dış dinci güçler bu yapıtları halkın okumasını engelledikleri açık çünkü bu gün yok o eser. Piyasa da dolaşan Elmalılı Hamdi Yazır Türkçe Kur’an çevirisi de tahrip edilerek halka sunulmuştur. İ.H.İzmirli Ordinaryüs Profesördür. O’nun Türkçe Kur’an çevirisi elime geçti. Alfabemizle Arapça Kuran, Arap Alfabesiyle Kuran ve Türkçe Meali Kuran, dip notları olarak hazırlanmış. Yine elimde 2005 yılında basılmış Diyanetin yayımladığı Türkçe Kuran Meali, 2010 yılında Diyanet Vakfı’nın yayımladığı Türkçe Kur’an Meali Çaycuma Müftülüğünce dağıtılmış. 2011 yılında yayımlanmış Elmalılı Kuran Meali de elimde ayrıca S.Ateş Tefsiri de..

      Din, tüm insanlara vahiy yoluyla Allah’ın görevlendirdiği elçisi aracılığıyla, huzurlu yaşama öğütleri, ahlaki davranışlar ve temizlik, doğruluk, adalet kardeşlik, çalışarak helal üretim kazanç, paylaşım. Akıl ile sorunları çözüme ulaştırma, ilim, bilim, barış sevgi, hoşgörülü yaşamadır. Aslında Kuran da yazılı ayetlerdeki mana ve öğütler dindir. Dinimizin temel kitabı Kur’an’dır. Sağlıklı akıllı insanlara açık seçik öğrenilmesi öğütlenmiştir. Vahiyler Elçisi Arap olduğu için Arap dili ve Arap yazısıyla yazılıp ışık anlamında surelerle Kur’an’ da toplanmıştır. Tüm insanlığa sunulmuştur. Her insan ve toplumlar kendi dillerine çevirerek, anlayarak ibadetlerini yapmaları amaca ulaştırır. Çünkü Kur’an’ da bu ayetleri mutlaka Arapça Arap harfleriyle okuyacaksın, diye bir yönlendirme anlamda ayet yok. İmamı Azam Kur’an-ı doğru okuyamadığında tereddüde düşen Müslüman siyasete bulaştırılmamış doğru kabul edilen tercümesiyle ibadet yapabilir, sakıncası yoktur açıklamasını yapmıştır Kur’an Meali’nin önsözünde. Aklen doğru düşünüldüğünde ibadet Allah’la karşı karşıya kalınma ortamıdır, O’na kendi dilinle yalvarma, istekte bulunma daha güçlü ibadet olup, ne dediğini bilerek O’na yalvarmış olursun. Ülkemizde inancımızın temel gerçeklerini öğrenememe sorunu var. Her önüne gelen Kur’an tercümesi yapıyor topluma sunuyor. Bu, inanç, ibadet, yorum çeşitlilikleri doğuruyor. Bir kurul oluşturulup, dinimizin uygulama, öğrenme, eğitilme ilkeleri belirlenerek dinimiz ve de diğer dinler öğrenim çağı için de öğretilmelidir.

           Kur’an’ ımız da ki Vakıa Suresi için de geçen, 27. 41. ayetler de vurgulanan “Sağın adamları, sağcılar, “Solun adamları, solcular” ibareleri tercümeler de, bazı Kur’an çevirileri var ki; insanının

aklı tutuluyor. Bu şekildeki belirtiler günümüz siyasi ortamına mesaj niteliği taşıdığı açıktır. Ancak İ.Hakkı İzmirli Mealin de o ayetleri manalandırırken, “ Uğurlular, uğursuzlar” veya “şomluk “sözcüğü

seçip kullanıldığını görüyoruz, diğer meallerin tercümelerinde ki” sağcılar, solcular” kelimelerini düşünürsek, Akıl ve mantık ölçüsüyle günümüze uyarlarsak, Allah’ın bir böyle öğüdü olmasıyla aldatılmaktayız..düşününce akla şu sorular gelmektedir;

* Allah Kuran’la Dinimizi sadece adamlara mı göndermiş? Adam erkektir.

* Peki, kadınlarımız insan değil midir?

* Diyanet ve birileri, niye o çelişkili çeviriye neden gerek duyuldu, müsaade ediliyor, açıklık getirmelidir. Netliğe kavuşturulmalıdır. İslam’ı siyasi oluşumlarla karşılaştırırsak insancıl, hümanist bir anlamla karşı karşıya geliniyor. Tercümeler düşünülerek okunmalıdır. Arapça, Arap yazısıyla Kuran okumak, İslam’ı öğrenme demektir bence. O zaman ibadetin amacına ulaşamaz ki insan şekil ibadeti olur ki, hiç öğrenmiş olur.   

   Atatürk’ün İslam’a hizmetleri yıllardır çarpıtılarak anlatılmıştır. Hatta hiç anlatılmak istenmemiştir. Yüce Dinin doğru anlaşılması için Kuran’ın çevirisine önem vermiş ve bizzat kendisi en ince ayrıntısına değin incelemiş olduğu anlaşılmıştır. Ancak halkımızın birçoğu hala Atatürk’ün bu yönünü anlamış ve de anlatılmış değildir. O’nun ölümünden bugüne dek gelmiş geçmiş iktidar ve hükümetler ikiyüzlü Atatürkçülükle halkımızı “”Ata’m izindeyiz” gibi içi boş deyimlerle oyalamışlardır, Kendini din otaritesi diye kabul ettirenler Ata’ya Laiklik, harf değişimi, özgürlük, demokratik, Cumhuriyetçi anlayışı için çamur ata, ata dinsiz diye Atatürk sevgisi dolu insanlarımızı yanıltarak bugünlere gelindi.   Şimdi yüce önder Atatürk Kuran çevirilerini yaptırırken çeviri yapacak olanlara dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle sıralamış.” Atatürk’ün İslam’a Hizmetleri” T.Bozkurt kitabı sayfa 48-49.

1-      “Ayetler arasına münasebetler gösterilecek. 2- Ayetlerin iniş sebepleri kaydedilecek. 3-Gerektiği yerlerde kelime ve terkiplerin dil izahları yapılacak. 4- on okuma tarzını geçmemek üzere kıraat-lar hakkında bilgi verilecek. 5- İtikatta ehlisünnet ve amelde Hanefi mezhebine bağlı kalınmak üzere ayetlerin ihtiva ettiği dini şer-i, hukuki, içtimai ve ahlaki hükümler açıklanacak. Ayetlerin ima ve işarette bulunduğu ilmi ve felsefi konularla ilgili bilgiler verilecek. Özellikle Tevhit konusunu ihtiva eden ibret ve öğüt mahiyeti taşıyan ayetler genişçe izah edilecek. Konuya doğrudan ya da dolaylı ilgisi bulunan İslam tarihi olayları anlatılacak. 6- Batılı müelliflerin yanlış yaptığı noktalar da okuyucunun dikkatini çekecek gerekli açıklamalar yapılacak. 7Eserin başına Kur’an hakikatini açıklayan ve Kur’an ile ilgili bazı önemli konuları izah eden bir mukaddime yazılacak.”

2-             Atatürk’ün bu önemde Kuran’ın Türkçe’ ye çevrilmesindeki amacı ise yine O’nun sözüyle; “ Türkler dinlerinin ne olduğunu bilmiyorlar. Bunu için Kur’an Türkçe olmalıdır.Türk Kur’an arkasından koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor,içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasından koştuğu Kitap’ta neler olduğunu Türk anlasın.”  

    Fazla uzatmağa gerek yok, aklı doğru düşünen, vicdanı olan her insan, Atatürk dinin bilmiyor derse;

İlahi adaletle çarpılır. Atatürk dinimize yapılan saldırıları, siyasi çıkarlar için yapılan yanlış ve çarpıtmaları, özellikle dış odakların çarpıtmalarının fakına varmış olacak ki; en güzel dinin esaslarını halkımıza tanıtma adımını hayranlıkla atmıştır. 60 yıldır ağırlıkla ülkemizi yönetenler ATA’ nın önderliğini gizlediler ki, belalarını bulacaklardır.

   Atatürk ne diyor; “ Din lüzumlu bir müesesedir. Dinsiz milletlerin ayakta kalmasına imkân yoktur. Bizim dinimiz akla en yakın din olduğu için en son din olmuştur.” Bu görüşlerin anlamı şudur; İslam Kuran’da anlatılan öğütlerdir, bilgilerdir. Anlayarak okuyup ibadet etmek en doğrusudur. Kur’an  Ya-sin Suresi’nin başında, son ayetlerinde şöyle der:

Esirgeyen bağışlayan Allah’ın adıyla,

EY İNSAN! “Yas-in!”

 

Esirgeyen bağışlayan Allah’ım der, dinlersen.

Yaratılmışların en güzeli Ey insan! Dinle;                         

Kitabınız Kur’ an’ a ant olsun; Ey Muhammed!

Seni gönderdik dağıtacaksın kullara hikmet.

 

Yeşil ağaçtan ateşi yaratanın, gücü her şeye yeter biliniz.

Görülen yeri göğü yaratan O dur ki; sadece Ol! Der!

Dileyince olur! O, her şeyi bilen duyandır, düşünürlerse;                                       

Hükümranlığı yüce Allah’a döndürüleceksiniz düşünün,

Güzelliği, ahlakı öğretecek olanda, gönderdiği Kuran’dır..!

                                                                     “Kur’ an’ dadır..!”

Sevgili okurlar saygılarımla Ramazan Bayramımızı şeker tadında, barış için, huzur için esenlikle kutlarım…  Ağustos 2013.       M.Paşakahyaoğlu

( Atatürkün İslama Hizmetleri Üzerine Araştırma. başlıklı yazı Mehmet Paşa tarafından 11.08.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.