Türk-İslam âlimleri serisi –
34
HALLAC-I MÂNSUR
(H. 309’da idam edildi)
Künyesi; Ebu’l
Mugis Hüseyin bin Mânsur
El-Beyzâyı’dir,
baba adıyla bilinir,
O küçükken
babası Vasıt’a yerleşir,
On iki yaşında
Kur’ân ezberler Mânsur.
İlim için
âlimler meclisine gitmiş,
Ünlü âlimlerin
ders halkasına girmiş,
Sehl bin
Abdullah bu âlimlerden biriymiş,
Her anını ilimle
doldurmuştur Mânsur.
Amr bin Osman
Mekki’den tasavvuf öğrendi,
Yirmi yaşında
Hacc için Mekke’ye gitti,
Her gün oruç
tutup, kimseyle söz etmedi,
Tefekkür içinde
yaşar Hallâc-ı Mânsur.
Hacc dönüşünde
Bağdat’ta durup eğleşmiş,
O, Cüneyd-i
Bağdadi’den feyzler edinmiş,
Ebu’l Hüseyin
Ahmed Nuri’yi dinlemiş,
Amr Mekki’nin
sohbetine gider Mânsur.
Tüster’e döndüğünde
taciz etmişlerdi,
O da, sufilik
kıyafetini giymedi,
Halk kisvesine
girip, halk içine indi,
İkinci defa
haçtadır Hallâc-ı Mânsur.
Hacc dönüşünde
asker kıyafeti giymiş,
Putperestler
diyarı olan Hind’e gitmiş,
Sonra Horasan,
Türkistan ve Çin’e geçmiş,
İslâm’ı anlatıp
davet yapmıştır Mânsur.
Tüster’e dönüp
üçüncü Hacc’ına gitti,
Orada kendisine
işkence istedi,
Bağdat’tayken
öldürülmeyi talep etti,
Bu sırada
“Ene’l-Hakk” der Hallâc-ı Mânsur.
Bu söz kısa
zamanda dünyaya yayılmış,
Bu sözünden
dolayı da hapse atılmış,
Suçsuzluğu
anlaşılınca serbest kalmış,
“Ene’l-Hakk”ın
yorum şekli çoktur Mânsur.
İsmi bazı
mezhepler içinde anıldı,
Hambeli
mensuplarından biri sanıldı,
O, ağır
suçlamalarla hapse atıldı,
Öldürülmeyi daim
arzu eder Mânsur.
Sekiz yılsonunda
idam hükmü verilmiş,
İdamı da İbn
Abdüssamed onay etmiş,
Devrin halifesi
İbn Abdüssamed imiş,
Hicri üç yüz
dokuzda hayat sondur Mânsur.
Önce kırbaç
cezası ile o denendi,
Dönmeyince el ve
ayakları kesildi,
Astılar, cesedi
de ateşe verildi,
Külleri de Dicle’ye
atılmıştır Mânsur.
İnsanların
gönüldekini açıklamış,
Bu yüzden
“Hallâcü’l Esrar” adını almış,
“Sırları pamuk
gibi atan” manasındaymış,
“Kitâbü’t-Tavasin’i
yazandır Hallâc-ı Mânsur.
Ölümü son gören,
her daim aldanmıştır,
O son değil,
yeni hayata başlangıçtır,
İmansızın
önü-sonu zor olacaktır,
Varlığın
gayesini bilmeli yiğidim.
Allah yasak
etmişse, serbest bırakan kim?
Orada sorulmaz,
cumhur kim, başbakan kim!
Sorulur; Rabbin
kim, Kitabın ne, Nebin Kim?
Allah
çizgisinden şaşmamalı yiğidim.