SANATIN MAZİNİ YANSITAN MİRAT
Düzgün şiir oku, dil eğilmesin
Kibri bir kenara bırak durma ters
Varsın ekâbirler seni bilmesin
Aynaya bakmadan sakın verme ders
Dizende dizilen en latif uyak
Kulaklardan gönle ahenk damlatsın
Teman nehir olsun sen de su ol ak
Yananlar kendini o suya atsın
Gönül kırıp yâri etmeyip telef
Ayı, yıldızları anlat sus eyle
Sen ki şuaraya halis bir selef
Olduğuna göre iş mahsus eyle
Peygamberi değil edeceğin laf
Ehli kâmil duysa hoş diyecektir
Sevgiliye hasret, mahkûmlara af
Dile gelse herkes baş diyecektir
İroni yapmayı bırak ehline
Kırma hiç kimseyi, sövüp sayarak
Uyma üne meyyal kalem cehline
Güneş ol, doğuver ışın yayarak
Öncelikle kendi nefsini öldür
Kimselere karşı yaşatmadan kin
Bil ki öfke yoksa yüreğin göldür
Çık şu tabiata haykır velâkin…
Kendini anlatma bekle icazet
Arifler verirse ol hep şahane
Diz çök, talim eyle, sohbeti az et
Ustanın yanında bulma bahane
…
Edebin, ahlakın, kültürün özgün
Sanatın mazini yansıtan mirat
Ayağın, uyağın, redifin düzgün
Taklitten uzak dur, söze mana kat
Toprağın âdetin işler genine
Yüzyıllar boyunca verir ki şekil
Müdahale etme düşün sen yine
Sana has şiir yaz kenara çekil
Kulağa ve göze, ruha oradan...
Kalbinde demlendir sese dönüştür
Müzikle bezeyip çıkar aradan
İşte bu, şiirde, beklenen düştür
Bazen abartılı bazen de fasih
Söylersin meramı gider melale
Örnek mi istersin al sana Rasih
Dağarcığın dolar rengârenk lâle