Sitemizin değerli yazarı Halil Sunaç Bey'in "Gençlik Nereye Gidiyor?" yazısına ilave olarak yazmak istedim bu yazıyı. Aslında uzun zamandır bu konuya değinmek istiyordum ama zaman bulup yazamamıştım.

Öğretmenliğin en güzel yanı sürekli gençlerle iç içe olmak ve onların sayesinde kendini genç hissetmek. Yine bir şeyler almaya hevesli gençlere birşeyler verebilmek; almak istemeyenleri de onlar istemese bile eğitim potasında eritip edep ve bilgiyi alacak kıvama getirebilmek.

Ömrünü matematik öğretimine vakfetmiş değerli hocam Necip Güven "Matematikle Barışıyorum" kitabında şunu söylüyordu. Bir çocuğun ilk ve en önemli öğretmeni anne babasıdır. Anne baba çocuğu nasıl şekillendirmişse çocuk o mihval üzere gider.

Çok doğru değil mi? Evet, okul ve öğretmen elbette çok önemli; ancak ailenin vereceği temel eğitimin önemi asla göz ardı edilemez çocuk için.

Bugün gençlerimiz, çocuklarımız büyük bir ahlaki çöküntü içinde. Aynı zamanda gençler arasında şiddet almış başını gidiyor. Bunda televizyon dizilerinin büyük payı var. Mafya dizileri reyting rekorları kırarken, yine aldatmacanın diz boyu olduğu, doğal karşılandığı diziler ailelerin hep beraber izlediği diziler olmuşken kültürün ve ahlakın bozulması doğal değil midir?

Geçen yıl oğlumun okuluna gidiyordum. Okul duvarından atlayan üç tane ilköğretim altı veya yedinci sınıf öğrencisi, bahçe duvarının dış tarafında, duvar dibine çöküp ceplerinden çıkardıkları sigarayı yakıp büyük bir zevkle tüttürmeye başlamıştı.

Yine ilköğretim okullarında kız erkek arkadaşlığı adı altında ne rezaletler yaşandığını duyuyoruz. Eskiden erkekler kız için kavga ederlerdi, şimdi kızlar erkek için kavga ediyor aralarında; bunlara da şahit oluyoruz. Üstelik ilköğretim okullarında...

Birkaç yıl önce bir okulda altıncı sınıf öğrencisi babasının isteğiyle sınıf arkadaşlarına uyuşturucu hap satarken yakalanmıştı yaşadığım şehirde.

Yine geçtiğimiz yıl bir ana sınıfı öğrencisi kendisinden haraç isteyen bir ikinci kademe öğrencisi tarafından bıçaklanmıştı.

Bunun gibi olayları sıralamak ve artırmak mümkün. Hepimiz görüyor, duyuyoruz.

Burada önemli olan şudur: Anneler babalar çocuklarına sahip çıkacak. Benim çocuğum yapmaz, ben çocuğuma güveniyorum gibi lafları hiç ama hiç söylemeyin. Kimsenin çocuğunun olumsuzlukları yaşamasını istemiyoruz; ancak bir atasözümüz der ki: Kargaya yavrusu, zümrüd-ü anka görünürmüş. O misal, çocuklarımıza biz kötülüğü konduramıyoruz ve onları hep mükemmel olarak görmek istiyoruz; Ancak şunu da unutmamamak gerekir mi bizim kıyamadığımız yavrularımıza başkaları kıyabiliyor.

İtimat tedbire mani değildir demiş yine atalarımız. Çocuğumuza ne kadar güvensek de onu takip etmek zorundayız.

Kötü arkadaş insanı çok çabuk çeker kendine. Dolayısıyla çocuklarımızın arkadaşlarını da kontrol etmeliyiz veliler olarak.

Son yıllarda TV ve Bilgisayar yüzünden aile içi iletişim kayboldu. Çocuklarımızla akşam oturup bir sohbet yapamaz, ahlak ve gelenek görenek konusunda konuşamaz olduk. Televizyonlarda deseniz Türk kültürüne, geleneğine hiç uymayan diziler baş gösteriyor. Edeb, ahlak ve maneviyatı her gün tükettiğimiz gibi gençliğimizi de harcıyoruz pul misali.

Allah sonumuzu hayretsin.

( Gençlik Nereye Gidiyor? başlıklı yazı M. Kuvancı tarafından 5.09.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.