Kaliteli yaşamanın ve yüksek kaliteli bir insan olmanın en önemli faktörlerinden biri de, sevgi yüklü olmaktır. Sevgi para ile satın alınamayan en önemli değerlerimizdendir. Bir arada, güzel, mutlu, huzurlu, keyifli, üretken, paylaşımcı ve sinerjik bir yaşam için, yüksek kaliteli sevgi yönetimine ihtiyacımız vardır. Sevgi yüklü olmak ve sevginin gereklerini hakkıyla yapabilmek, kaliteli yaşamımıza pik yaptırırken, sevgisizlik ve iyi yönetilemeyen sevgi faktörü adete dünyamızı karartabilmektedir. 

Sevginin üstün gücünden yararlanabilmemiz için, bir takım şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Şöyle ki, çevremizdeki herkese, özellikle yakınlarımıza karşılıksız, şartsız, beklentisiz ve yüksek kaliteli sevgi sunabilmeliyiz. Hayatımızın her yerinde olduğu gibi, burada da, vermeden almanın olmadığına, ne verirsek bize karşılığının fazlasıyla geri döneceğine, ne ekersek onu biçeceğimize inanmamız gerekmektedir. Genellikle insanların yaşadıkları problemlerin çoğu, ya sevmeyi bilmediklerinden, ya sevmenin şeklini ve yöntemini bilmediklerinden, ya beden dilini olumlu bir şekilde eşlik ettiremediklerinden, ya da sevdiklerini zannettiklerinden kaynaklanmaktadır. 

Yeterince ve usulünce sevmeyi gerçekleştiremeden, hemen karşılık beklemek; sevginin ödünç verilmesi demektir. Zira, ödünç verilenlerin geri gelmeleri bazen zor olabilir. Gelirse de geldikten sonraki getirisi, götürüsünden daha az olur. Çoğu zaman candan gönülden Allah rızası için, karşılık beklemeden sevgi verdiğimizi zannediyoruz. Ancak, sonuçlarını hemen beklemeye başlıyoruz. Eğer umduğumuz zamanda geri gelmez ise, hemen başlıyoruz veryansına... "Saçımı süpürge ettim", "benim sana yaptığım iyilikleri başka kim yaptı? "Gözüne dizine dursun", "iyilikten anlamaz, kadir kıymet bilmez", "yaptığım fedakarlık yeter artık". Karşılık bekleyince işte böyle oluyor. 

Sevginin yüksek kaliteli sunulabilmesi için, hataların affedilmesi, muhatabın hoş görülmesi, değer verilmesi, onurlandırılması, takdir edilmesi, gönül gücünün yüksek tutulması, sevgi sermayesi hesabının her zaman dolu tutulması, en önemli eylemlerimizden olmalıdır. Bir kişiye veya yakınımıza sürekli ve karşılıksız bir sevgi gösterisinde bulunduğumuz zaman, önceleri muhatabımız olaya şöyle yaklaşabilir: "Hayırdır hangi dağda kurt öldü? "Acaba benden yine ne isteyecek? "Bunun altından yine bir şey çıkar ama ne zaman?  "Ben bu kişiye iyilik de yapmadım, ama niçin bana sevgi gösteriyor? Pozitif düşünmeyi beceremeyen  her insan, beklenmedik bir iyiliğin, sevginin, yardımın ve fedakarlığın Allah rızası için olduğuna pek inanamıyor ve kuşku ile bakıyor. Ama unutmayalım ki gereksiz ve anlamsız kuşku da, kaliteli yaşamın en önemli hırsızlarındandır. 

Kaliteli sevgi sunumuna ısrarla, karşılığını peşin beklemeden, bıkmadan usanmadan, kalitesini düşürmeden, Allah rızasını gerçek anlamda düşünerek devam edilirse, muhatap bir müddet sonra gerçeği anlayacak, mahçup olacak, su-i zanda bulunduğu için pişman olacaktır. Söz konusu sevgi sunumu kararlılığını devam ettirdiğimiz sürece, günün birinde muhatabımızın bizim samimiyetimize inanması sonucu, geri bildirimleri (karşılık sevgi sunumu) çok daha kaliteli, çok daha donanımlı olacaktır. İşte böyle kaliteli bir sevgi paylaşımı ve sunumunun başaramayacağı hiç bir iş yoktur.

- Yeterince kaliteli bir sevgi paylaşımının çözemeyeceği hiç bir problem yoktur, aşamayacağı hiç bir dağ yoktur, üzerine köprü kuramayacağı hiç bir nehir yoktur, giremeyeceği hiç bir kalp yoktur, tedavi edemeyeceği hiç bir hastalık yoktur, başaramayacağı hiç bir iş yoktur, barıştıramayacağı hiç bir küslük yoktur.

- Eğer sevgimizi taksit taksit, karşıdakinin tepkisine göre, veresiye ve ödünç gibi, birtakım beklentiler içerisinde geçici bir süre sunarsak; cimrilik, kıskançlık, takdir bekleme, okşanma, hasetlik, ön yargı, peşin hüküm, kibir, küçük görme, had bildirme vb. gibi kaliteli yaşam hırsızlarının kucağına düştük demektir. Muhatabımız da, bu tür hırsızların girdabında ise, yandı keremin arpa tarlası....  Haklıyı aramaya ve erkek eşek yarışması yapma mücadelesine  başladığımız zaman, ilk uçup giden "mutluluk ve sevgi" olacaktır. 

Mutlu olmanın, güzel ve yüksek kaliteli bir hayat sürmenin en önemli şartı, karşılıksız, candan, gönülden, samimi, istikrarlı ve kararlı, pozitif beden dili ile çepeçevre sarılmış, güler yüz ve tatlı dil ile harmanlanmış bir sevgi sunumuna sonsuz ihtiyacımız vardır. Eğer böyle yaparsak, ne zaman geleceğini bilemesek bile, mutlaka bize daha fazlası ile geri dönecektir. Ancak unutmayalım ki, ne verirsek onun daha fazlasını alacağız. Sevgisizlik verirsek de, daha fazla sevgisizlik geri alacağız. Hele hele, kin, nefret, öfke, had bildirme, duygusal şiddet, adam yerine koymama gibi olumsuzlukların nasıl geri döneceğini söylemeye dilim dahi varmıyor....

Haydi buyurun, yüksek kaliteli sağlık ve mutlu bir yaşam için, karşılıksız, şartsız, her zaman, her yerde, herkese, yüksek kaliteli sevgi sunmaya....  Merak etmeyelim tepemize çıkmazlar, enayi yerine de asla düşmeyiz...

Selam, sevgi ve dualarımla..  Yrd:Doç.Dr. SÜLEYMAN COŞKUNER

( Sevginin Gücü başlıklı yazı S. COŞKUNER tarafından 18.03.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.