KİLİM
Istar ağacında kilim dokudum,
Kilimi başında türkü okudum,
İç içe giydirdim rengi
deseni,
Her rengin içine sevgi
dokudum.
Gönül okudum.
İpi kulaç ettim dalbara
astım,
Sonra menik ettim kalbura
bastım,
Bindallı kilimi dokumak
kastım,
Iydım ilmeğine sevgi dokudum.
Gönül okudum.
Karşıma asıpta süzdüm örneği,
Elimde girgene dizdim örneği,
Mektup yazar gibi yazdım
örneği,
Motifin üstüne sevgi dokudum.
Gönül okudum.
Birisi seleser, biri oymalı,
Biri koç boynozu, biri
burmalı,
Sol yanı yelenli, sarı sırmalı,
Aynalı kilime sevgi dokudum.
Gönül okudum.
Çuhaya eşledim mor kadifeyi,
Türküde söyledim al
Fadime’yi,
Nice nağmelerde buldum
sevgiyi,
Ezgiye ram ettim sevgi
dokudum.
Gönül okudum.
Çomçalı kilime çektim tilifi
İmece getirdim komşu Elif’i,
Kara döşemeye ördüm zilifi,
Kirkitin ucunda sevgi
dokudum.
Gönül okudum.
Erişin ucuna tuttum kücüyü,
Yanıma çağırdım gelin bacıyı,
Hele bir çağırın karlı
sucuyu,
İçtim karlı sudan sevgi
dokudum.
Gönül okudum.
Istar: Kilim dokunan tezgah
Kulaç: Kilim ipinin boyanmaya
hazır olan hali
Dalbar: Çamaşır vesaire
sermek için bir yerden bir yere gerilmiş ip
Menik: Küçük parçalar halinde
iplerin eriş arasına geçecek şekilde hazırlanışı
Bindallı –(mindallı): Kilimin
model adı
Iymak : Kilim ıymak ilk
hazırlık tezgaha geçmeden önceki hali
Girgene: Kilimi dokuyan
demirden yapılmış alet.
Seleser, oymalı, koçboynozu, aynalı, çomçalı bunlar kilimlerin
model adları.
Tilif : Motiflerin kenarına
çekilen ince sürmeli çizgi, zilif Genç hanımların yanağının üstüne süsledikleri
saç parçası (zülüf)
Yelen: Yüklük kilimlerinde
bir tarafına özellikle konulan farklı bir model
Kirkit: Girgeneden daha büyük, ucu tarak gibi olan, demirden
yapılmış kilim dokumaya yarayan bir alet.
Çuha: Giyside kullanılan
kumaş, siğ giyside bir parçaya verilen isim
Kücü: İp ağacında önemli bir
yer tutar, ıygılanmış eriş kücülenmeden dokumaya hazır olmaz.
Karlı su: bir zamanlar
buzdolapları yoktu. O günlerde ağustos sıcağında bazı kimseler Emirdağ’dan
eşeklerle kar getirip heybelerde saman içinde muhafaza edilerek bu şekilde suyu
soğutmak amaçlı kar satarlardı, çokta alıcısı bulunurdu.
Kilim dokurken rengarenk
kadife elbiselerimizi giyerdik, Emirdağ’da ellili yıllarda al Fadime’m türküsü
pek meşhurdu, hem dokur hem söylerdik.
Kilim başında Emirdağ türküleriyle ezgilenirdik. O yıllarda televizyon
yoktu, radyo çok nadirdi biz kulaktan kulağa aktarılan türküleri söylerdik. O
türkülerden şimdilerde meşhur olanlar var. Harmana sererler sarı
samanı, Al Fadimem,
Emirdağlarına kara gidelim, Emirdağ’la şu Urfa’nın arası, Gacerli çeşmesi gibi
daha pek çok Emirdağ türküleri günümüzde söylenmektedir.