Seni gerçekten anlayamadık…
Anlasaydık ümmetsiz bırakmazdık seni.
“İslam dünyası diye bir şey yok” tespiti kalplerimizi
yerinden sökerdi.
…
Sen ki ümmetini bir bedenin uzuvlarına benzetmiştin.
Filistin yara olurdu içimizde
Irakta onuruyla oynananlarımız için ağlardık
Endonezya’da Keşmir’de olanlar canımızı yakardı
Nefret olmazdı tepkimiz
Seni anlayabilmiş olsaydık bunları yapanların hali de üzerdi
bizi
Sana ümmet olabilecekken düşman olanlar için de ağlardık…
Seni gerçekten yaşayamadık
Yaşasaydık bize ‘Eminler Ümmeti’ diye bakarlardı
Elimizden ve dilimizden salim olurdu
Ve belki selamete teslim olurdu şimdi ‘ötekiler’ diye
dışladıklarımız….
‘Geri kalmış’ dedirtmezdik kendimize
…
Seni gerçekten anlatamadık
Anlatabilseydik
Bırak senin için yapılan ve tekrarından utandığımız
ithamları
Senin ümmetinin bir tek tanesi için bile terörist
derken
Bin defa düşünürdü düşmanların bile
Seni içimizden söküp alamayacaklarını bilirlerdi
Adın anıldığında bir saygı uyanırdı kalplerde
İnanmasalar bile hürmet ederlerdi
Eserinde seyrederlerdi seni
Ve hayranlıktan alamazlardı kendilerini
Seni gerçekten bilemedik
Bilseydik
Ufkumuz birkaç yıl ve birkaç toprak parçasıyla sıkışıp
kalmazdı
Sen ki Ebu Talib mahallesinde sıkıştığında bile
İstanbul’un fethinden
bahsediyordun
Ümmetin bir elin parmaklarını geçmezken bile ufkunda
milyarlar vardı
Hesaplarını sadece bu dünya değil iki cihan üzerine
yapıyordun
Bilseydik ufkumuz ülkemizin komşularıyla sınırlı kalmazdı
Seni gerçekten hissedemedik
Hissetseydik zulme karşı kükreyen aslan olmakla vurana elsiz
sövene dilsiz olmanın
Aynı anda nasıl mümkün olduğunu bilirdik
Dert yoldaşımız olurdu
Nasıl ona layık oluruz her sorudan önce sorduğumuz soru
olurdu
Bu kadar yeter demezdik
Seni asrın idrakine okutamadık
Yapabilseydik savaşların tarihi yazıldığı gibi barışların da
tarihi yazılmış olurdu
Barış şartlarında uluslar arası ilişkiler fıkhı diye bir
kitabımız yazılmış olurdu
Seni gerçekten sevemedik
Sevseydik sözlerimiz sıkıldığında, “Muhammedi Ruh” akardı
içinden
Hiç değilse on cümlemizden biri senin hakkında olurdu.
Senin adına her şeyi şerefle yapardık
…
Seni gerçekten sevemedik
Ama
Sen sevdin ki geldin
Hoş geldin sefa geldin
Ey sevgili. En sevgili...
-alıntıdır-