Serbest Kürsü / Sohbet

Eklenme Tarihi : 26.08.2009
Okunma Sayısı : 1718
Yorum Sayısı : 0
M.NİHAT MALKOÇ

Milletimizin erdemlerini saya saya bitiremeyiz çoğu zaman… İyi de biraz daha gerçekçi olsak ne olur. Bu milletin fertleri değil midir ramazanın gelişiyle zam üstüne zam yapanlar? Ramazanda insanlar diğer zamanlara göre daha çok alışveriş yapıyorlar. Sofralarının daha zengin olması için bütçelerini zorluyorlar. Bunu fırsat bilen uyanık esnaflar da zam üstüne zam yaparak milletin anasını ağlatıyorlar. Ramazanın gelişiyle birlikte iğneden ipliğe kadar hemen her şey zamlanıyor. Zamlanan şeylere baktığımızda ramazana yönelik ürünler olduğunu görüyoruz. Özellikle pirinç, yumurta, mercimek, et, süt ve süt ürünleri aşırı zamlanıyor. Ne oluyor da bu ürünlerin satış fiyatları artıyor? Bunu anlamak mümkün değil.

Bu milletin mayası sağlamdır fakat son yıllarda nedense bunda da bozulma emareleri göze çarpıyor. Ramazan şefkat, merhamet ve hoşgörü ayıdır. Böyle bir ayda milleti kazıklamak ve halkı zor durumda bırakmak hangi izanla ve vicdanla izah edilebilir ki? Var mı Müslümanlıkta bir malı bire alıp ikiye, hatta üçe satmak?... Bu insanlardan Müslümanlıkla ilgili bir şeyler söylemelerini istesen mangalda kül bırakmazlar. Bir cübbe ve takkeleri eksik!..

Ramazan gelince dar gelirli insanları derin bir korku sarar. Niçin mi? Niçin olacak, her yıl istikrarlı bir şekilde başımıza çöreklenen ramazan zamları yüzünden. Oysa ramazan huzur ve sükûnet ayıdır. Bu ayla birlikte sofraların bereketi artar. Fakat din ve Allah korkusu olmayan bazı insanlar ramazanı haksız kazanç kapısına döndürdüler. Ramazanı rant(getirim) kapısına çeviren, (sözde) mümin olduğunu söylemekte hiçbir beis görmeyen bu güruh, dar gelirli insanların ümüğünü sıkarak göbeklerini ‘haksız kazanç’ denen zehirle büyütüyorlar.

Bir zamanlar gelişini iple çektiğimiz ramazana, ekonomik durumu iyi olmayanlar artık tedirginlikle bakıyorlar; daha doğrusu bu ayın gelişi onları ciddi ciddi korkutuyor. “Ramazan Zamları” ifadesi ne yazık ki artık bir ekonomi terimine dönüştü. Sizin anlayacağınız, ramazan ayı ‘zam ayı’ oldu. Bu mübarek ay güzel şeyleri çağrıştırır aslında. Onun bu güzel imajını ürkütücü zamma dönüştürenler ne kadar büyük bir vebal altında olduklarını biliyorlar mı?

Türkiye’de esnaf, ramazanı hep iple çeker. Yanlış anlaşılmasın; feyiz ve bereketinden yararlanmak için değil, zam yapmak, ceplerini haksız kazançla doldurmak için… Sözümüzün muhatabı bütün esnaflar değil tabii ki... Oysa ramazanın gelişiyle zaten tüketimde büyük artışlar oluyor. Siz ürünleri zamlandıracak yerde, çok satarak sürümden kazanın. Böylece halkı zor durumda bırakmadan daha çok satış yaparsınız. Unutulmamalıdır ki ramazan, maddî kazanç ayı değil, aksine manevî kazanç ayıdır. Bu ayı maddî kazanç ayı olarak görenler bu mübarek ayın ruhunu idrak edemeyen zavallılardır. Onlara kızmaktan çok, acıyoruz.

Ramazanda durup dururken ürünleri zamlandırmak fırsatçılıktır. Bu da dinimizin hoş görmediği, hatta yasakladığı ahlaksız bir davranıştır. Bu kimseler son nefeslerini teslim ettikten sonra yaptıkları bu çirkeflikten ve fırsatçılıktan dolayı Allah’a hesap vereceklerdir.

İç muhasebe ve arınma ayı olan ramazanda esnaflar da dâhil olmak üzere herkesin manevî kirlerden arınmaları ve yaptıkları işlerden dolayı kendilerini hesaba çekmeleri lazımdır. Bilinmelidir ki öldükten sonra herkes bir parça kefenden başka şey götürmüyor yanında. Hileyle ve haksızlıkla kazandıklarınız dünyada kalıyor. Çoluk çocuğunuza oyuncak oluyor mirasınız. Üstelik bu miras, onları çoğu zaman birbirine düşürebiliyor. Malımız mülkümüz dünyada kalıyor ama onları kazanırken işlediğimiz günahlar veya sevaplar bizimle mezara kadar geliyor. Biz onlardan dolayı hesaba çekiliyoruz. Durum bu iken bunca zahmete, haksızlığa, adaletsizliğe, sömürüye değer mi? Kanaatkârlık gibi büyük bir zenginlik varken niçin ölümü unutarak, helal haram demeden büyük bir açlıkla mal mülk peşinde koşar insan?

İslam ölçü dinidir; hiçbir zaman ölçüsüzlüğü hoş görmez. Bu kıstas ekonomide de, diğer sahalarda da böyledir. Kuran ayı, sevgi, hoşgörü ve merhamet ayı olan ramazanı hiç kimsenin zam ayına dönüştürme hakkı yoktur. Ramazanı ‘Rama-zam’ olmaktan kurtaracak olan da halkın hamisi olarak gördüğümüz devlettir. Devlet fırsatçılara asla izin vermemelidir.
( Ramazan Mı Rama-zam Mı? başlıklı yazı M.Nihat Malkoç tarafından 26.08.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu