bir hazan hikayesidir bu
zemherinin koynuna sığınan

kapı ve pencere duvar
duvarlarda sessizlik afişe edilmiş
tavanda saklı bir yıldız
panjurlar ağlıyor bak
balkonda saklı bir iz

en az aklım kadar
darmadağın kalsın yatağım
sensiz uyumak istemiyorum
yedi tepenin birinden
uzanıversin ellerin
ellerimi boş görmek istemiyorum

eylül sarısı akşamlarda
demlenirdi  çay karası gözlerin
boğaza sis inerdi
yağmur mahcup mahcup
denizi öperdi
başım pencerenin pervazında
perde arkası kaçamak bakışlarım
öperdi uzak bir yıldızı alnından

yine boş bir havuzda
kuğuların hayalindeyim
yaprak sarısı hazandan
gazel esintisinde
kendime yorgun düşmekteyim
suyun koynunda Istanbul uyuyor
ben sabahı zorluyorum

duy artık, anla artık
mektup kağıdı gibi
buruşturulmak istemiyorum
hisset artık, hisset
sensiz bomboş bu eve
sensiz bomboş bu yüreğe
alışmak istemiyorum

yeter artık
kes göbeğini gururunun
kurtul plesantasından
doğ yeniden yedi tepeli bu şehirde
ne ben
ne de Istanbul
sensiz sabahlara uyanmak istemiyoruz
kendi ıssızlığımda
sana demlenmek istemiyorum...


Aydın
Istanbul

( Yağmur Utanırdı Öperken Denizi başlıklı yazı Can.er tarafından 10/23/2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.