Benim yârim her zaman adıma hep gül derdi

Onu bülbül bilmiştim,sanırdım ki gül derdi



Ta ufuktan süzülen gümüş bir parıltı var,

Gönlüm ızdırâbını ney çalarak dindirir.

Baykuş döner başımda suskun bir zarıltı var,

Çığlık atar martılar göysüme taş indirir.

Benim bu kötü halim bindallıya yas olur

Göz merceğim küçülür ölüme kıyas olur



Camekânda Romeo,Juliet’i ipe astı

Zul ile hemhal olup derisine od bastı



Ova ters düz olurken,dağ bir yanda kızardı,

O an sahneye sürdüm üç maymunluk oyunu,

Lafımı geri çektim,kafa tutsam kızardı,

Ondan muzdarip oldum ölçemedim boyunu.

Ateşperes sevseydim Fravun alkışlardı,

Diz çökerdi aşkıma ömür boyu kışlardı.



Domuz eti yeseydim böyle kıskanç olmazdım,

Bazen sineye çeker,gölgemde kaybolmazdım.



Eynime giydirmiştir İsrail Markasını,

Bu kadar da kalmadı aldı sepet taşımı,

Filistinli çocuğa dönmüştür arkasını,

Tabağımda çakıl,kum döktü yere aşımı.

Tarlama mekân kuran çekirgeler hoş gelir,

Tâ yüreğimden vuran hükümdâr nahoş gelir




Melahat Temur

( Gül Derdi başlıklı yazı MelahatTEMUR tarafından 5.08.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.