Allah her yönüyle sınırsızdır.

 

En büyük sayı kaçtır?

 

Düşündüğünüz sayı kaç olursa olsun…

bilin ki ona “BİR” eklendiğinizde yeni bir hal alır.

 

Ve aslında en büyük sayı “BİR” dir.

Çünkü diğer bütün sayılar O’ nun katlanarak yeni bir hâl almasından başka bir şey değildir.

 

Bu yaklaşım Muhyiddin Arabi’ nindir.

 

 

“Budur “ diyerek durduğunuzda sizin için odur.

Sonrasını aklı hayali almayınca insan bunu yapabilir.

 

Ama Resûl’ü (sav) gibi O’na susuz olanların duracağı bir makam yoktur.

Daima üstüne BİR eklenebilir.

 

 

 

Kul, O’na doğru giden yolda ne kadar ilerleyebilirse kurtuluşa o kadar yakındır.

 

Allah ne tam olarak bilinebilir ne de tam olarak anlatılabilir.

 

 

Şems’ in bulmak için canını feda ettiği Mevlana aşkı soranlara :

 

 

 

“Ben ol da bil” der.

 

 

Dile getirebilme imkanı yoktur çünkü…

 

Yaşamak, tatmak gerekir.

 

 

Ama dilimizin söyleyemediğini yüreğimiz bilir.

Çünkü akıl nefsin elindedir amma yürek O’ nun dilidir.

 

 

Yüreğin tercümanı ise ancak gözlerdir.

 

 

 

Geçenlerde izlediğim bir dizide, kadın… ne yaparsa yapsın aşkına inandıramadığı adama şöyle diyordu :

“Neden benden kaçıyorsun Cemal?... sana nasıl baktığımı görmüyor musun?” İnsanın sorası geliyor:

 

 

“Allah’ ın sana nasıl baktığını görmüyor musun ey insan?” diye.

 

 

 

O Allah ki seni “Alak” tan… YARATTI.

 

 

“YARATTI” kelimesi… “YAR ETTİ” yi çağrıştırmıyor mu sana?

 

 

 

Fussilet Sûresi’nde buyurur ki Allah Teâlâ :

 

 

“Sonra duman halinde bulunan göğe yöneldi; ona ve yeryüzüne :

"İsteyerek veya istemeyerek gelin!" dedi. İkisi de, "İsteyerek geldik" dediler.”

 

 

 

Neden isteyerek O’ na yar olmak var iken istememeyi seçersin?

 

Neden yeryüzü ve gökyüzü gibi olup da :

“İsteyerek, aşkınla yana yana geliyorum Allah’ım!” demezsin?

 

 

O isteseydi zorla da istediğini yaptıramaz mıydı sana?

 

El Cabbâr (cc) değil midir O?.

 

 

 

Bunu anlatabilmek için bâzen vaazlarda ve hutbelerde insana korku verilir, cehennem anlatılır.

 

Evet Allah’ tan korkmak da gerekir şüphesiz.

 

Ancak imanın esası bu olmamalıdır diye inanıyorum.

 

 

Çünkü ismim “HALİM”.

 

 

Cuma namazında imam Kur’ân okumaya başlayınca gözlerim kendiliğinden boşalıverdi.

 

Ne güzel okuyordu… O kelâmın gerçek sahibi nasıl bir sevgi besliyor olmalıydı ki kuluna,

Ona hitap ederken böylesine sözlerin en güzelini seçmişti?

Allah nasıl bir sevgi besliyordu ki kuluna,

 

Yaratılanların en üstününü gönderiyordu O’ nu anlatması ve kulunun kendisini anlaması için…

 

 

Kendisine böyle bakanı nasıl sevmez insan, nasıl kul köle olmaz O’na?

 

 

Bilmez mi ki gözünün önünde olan yarini de, kendisine sevdiren O’dur...
 
HÂLimce...
( Allah In Sana Nasıl Baktığını Görmüyor Musun başlıklı yazı HÂLimce tarafından 26.06.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu