Leke düşmemiş karların üzerine ağlar çocukluğumuz
Gölgesiyle dans eden sessizliğin ayak izlerine
Sır düşürür mahremine beyazın
Uzak ihtimallerde hatırı kalır aşkın
Eteklerine uğultularını toplar ağlayışlar
Esiri olduğum anıların

Oysa insan; kaderinin hâkimiydi yaptıklarıyla
Cezaları infaz edilirken peşin peşin
Tek  taraflı  vurgunlar  yemişti ayrılık
Ve  solgun bir ümide tutulmuştu şiirler
Tutkularına  tutuklu kaldığım  anlardan

Ruhumun resmini çizerken karanlık
Her kalıba bürünen delik deşik kadavram          
Severken öldüğümün ispatıdır
Sussam hatırı kalır şiirlerin
Ruhuma indirdiği darbelerde saçılır gözyaşım
Ya konuşsam …!
Nasıl ağırlaşır kelimeler
Koca bir yaşamı parçalara ayırırken sen
Öğün şimdi sevdası intihara koşan gıkı çıkmayacak eserinle

Gökyüzüne  bir  tebessüm çiz
Aç şemsiyeni ıslanmasın acılar
Kâinat bu aşkın yasını yüzyıllık ayinlerle ansa da
Karnını doyuran bebek mutluluğu takın yüzüne
Kederli bir tomurcuğun içine sığınıp
Sürüklenirken yanaklarımdan

Nereden başlasak çığlık çığlığa
Bir imdat sedası yankılanır ruhumda
Kendine asi
Kendine kalabalık
Ve kendinden vazgeçmekse aşk
Vazgeçtim kendimden
 

Gece
Karanlık
Barut kokusu
Parmaklar tetikle halvette
Uyan diyorum adam
Uyan be…

 
adem efiloğlu / ahir-i fırtına

( Gölgesiyle Dans Eden Sessizliğin Ayak İzleri başlıklı yazı AdemEFİLOĞLU tarafından 15.06.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.