'Bazen zamansız soluklanışlar vardır hasret nöbetlerinde..
En soluksuz kaldığınız yerde,bir nefes ömürdür yazmak bazen bir mektubu...'




Bir beyaz kâğıda yazılıp

Zarflanıp

Pullanıp

Gönderilecek adresi yok bu mektubun,

Yüreğimden çıkarıp buraya yazıyorum...Yüreğim’den!

Benim asil çınarım,
sen gittin ben açıkta kaldım.

Bak yine bayram geliyor, ahh benim bayram sabahları seccadesinin başında kınalı ellerini öptüren en güzel yâr’im.

Arife gecelerinde uzun uzun tarardın çektiğin ızdırabın gibi! Uzun olan saçlarımı, Senin kıyamadığına ben kıydım ’ömrün’ gibi kısa şimdi saçlarım... Oy benim gül kokusuna doyamadığım en vefalı yâr’im, gülkokulum.


Bir ömür geçti yokluğunun üstüne rahatmısın erken göçüp gittiğin yerde? Beni merak etme bildiğin gibiyim. Hâlâ söz dinlemez yanımla düşe kalka yaşıyorum.

En sevdiğin türküyü dinliyorum yazarken, sesin kulağımda yankılanıyor.Sana eşlik ettiğimde ahengini bozdum diye kızardın, nasılda güzel kızardın.

Şimdi gönül tellerim kırıldı hiç bir türküyü kabul etmiyor ahh benim gönlümün en güzel ezgisi yâr’im, gülkokulum.

Küpe takmayı sevmem bilirsin, hâlâ takmıyorum.

Ondan mıdır öğütlerini kulağıma asmayışım her seferinde aynı tarafımdan yaralanışım.

’Kıyısı olmayan denizlere dalma boğulursun’ “derdin”. oysa sen hiç deniz görmemiştin ...işte ben senin bu öğüdünde’maviyi’sevdim rengim hâlâ mavi mi benim?Ahh üzerine en çok mavi eteği yakışan endamlı yâr’im.


Ceylan bakışlımda yanında mı?Arkamdan çekiştiriyor musunuz yine beni?’Uslanmaz o’diyor yine değil mi?Uslanmış,   u s l a n d ı r m ı ş l a r dersin...u s l a n d ı r m ı ş l a r!!!


Artık bulaşıkları iki kere duralamıyorum,

Her aklıma estiğinde temizlik yapmıyorum.

Alışkanlıklarımı değiştirdim artık, yüreğimin acılarını temizliyorum.

Zaten her şeyi makineler yıkıyor şimdi.

Yüreğimide bir makineye atsam yıkasa, yıkasa ak sütün gibi bembeyaz çıksa.

Ama ’izler’ çıkmıyor ki ahh benim saçlarına ak düşmeden üstüne beyazlar giyinip beni terk eden yâr’im, gülkokulum, menekşem.

’Bülbüle meyleden gül’ün ömrü tez solar’ derdin; bir gün solacağımı bilipte mi söyledin ahh benim kederimi hiç yüzüme vurmayan canım ANNECİĞİM.

Öğrendim artık ’Ne Bülbül toprağa kök salabilirmiş ne Gül gökyüzüne erebilirmiş’

Öğrendim de söz dinlemez yanım hâlâ neden acıyor..!!!


Seyran Tankuş



( En Vefalı Yâr’e Adressiz Bir Mektup başlıklı yazı Seyran tarafından 14.04.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu