Her an azap
kuşunu çağlattırma kafeste,
Huzurum
ağlayarak bozdurmasın dermanı.
Mevsimlerim
hızlıca dermesin fırtınalar,
Katranım toy
kurmasın, süzdür Yahya Kemal’i.
Elim sevdayla
çeksin deryamda kürekleri,
Yakamozlar
ruhuma felaketler sunmasın.
Ey korlu
hülyalarım, tutuşturun şehrimi!
Ta ki fecre
kadar ben özümü tüttüreyim,
Sabahın
seherinde bülbüller öttüreyim!
Cennetimin
ışığı süzülsün son nefeste,
Gül yüklü
zikirlerle çağırayım Rıdvan’ı.
Titreyen
göllerimde sevda örsün sunalar,
Dilimdeki
niyazla ağartayım cemali.
Yaklaşsın
artık cana, cennetin çiçekleri,
Ufuklardan
kalbime hüsranlarım konmasın.
Ey korlu
hülyalarım, tutuşturun şehrimi!
Ta ki fecre
kadar ben özümü tüttüreyim,
Sabahın
seherinde bülbüller öttüreyim!
Acı isyan
olmasın gönlümdeki heveste,
Yaşatamam
sonra ben hislerimde aslanı.
Nurları haber
versin göklerdeki turnalar,
Dinsin artık âlemin,
dinsin dermansız hali!
Yollara hüzün
ekip ağlatma yürekleri,
Sakiler
etrafımda sevdasızca yanmasın.
Ey korlu
hülyalarım, tutuşturun şehrimi!
Ta ki fecre
kadar ben özümü tüttüreyim,
Sabahın
seherinde bülbüller öttüreyim!
İblisler
bulunmasın dilimdeki kor seste,
Fuzuli’min
ilhamı dağlattırsın suzanı.
İrinler
çoğaltmasın meskenimde kurnalar,
Denizler
saadetle ihya etsin hilali.
Bahçelerim getirsin
yine kelebekleri,
Beni âşıklar
ansın, melanetler anmasın.
Ey korlu
hülyalarım, tutuşturun şehrimi!
Ta ki fecre
kadar ben özümü tüttüreyim,
Sabahın
seherinde bülbüller öttüreyim!