YA SABIR !
Yazılmamış mektuplarım vardı benim.
... Yazılmadan nasıl mektup olur deme !
Olur mis gibi olur...
Aklıma gelirdi içinde sen olan,
......iki çift söz.
Atlardım babamın borca aldığı kırmızı bisikletime
Eve kadar da tekrarlardım üstelik..
Aklımı seveyim bir güzel unuturdum
Kalem elimde, kağıt bomboş..
Otururdum bir köşeye
Erkekler ağğlamaz diyen o adama bir güzel söverdim
Sonra bir tövbe çeker
Yine seni severdim...
Şimdi ben pek çok kez severim seni.
Düşerim ayağım takılır,
Bakkala yollar annem ne alacağımı unuturum,
Çocuklar halı sahaya çağırır,
Topa vurmayı unuturum...
Aşk deme bana sevgi deme
Ben düşler aleminde arafa meydan okurum...
Sen sevme sadece izle
Ve yüreğinin en dibine,
Aklının alamadığı herhangi bir yerine,
dişinin arasına,kulağının deliğine,
ne bileyim kızma ama göğsündeki sarı tüye
Gizle beni...
Ben arar bulurum.. yine beni
Sende olduğumu bileyim yeter
Ben ara-bulurum senle beni !!
Sen yutkunuşum ol SEVGİLİ..
Üzersem bağazımda kal;
boğ beni...
Üzersem yere tükür at beni....
Üzersem al lugatımdan ismini ;
piç et tüm alfabemi...
Çocuk olmak zor iş,
Aşık olmak zor...
Ve bir aşk için senelerce beklemek...
Bir de bana sor.
Karınca ve kararınca sevmek yetmez ki seni..
Gamzelerin de özlemişmidir beni?
Ellerin benimle üşümeyi?
İyide biz bunları yaşayamadık ki SEVGİLİ..
Ayrılık yakamıza kolye olalı beri...
Tanrı bu gecelerinde belasını verecek..
Ve gün gelecek, kalbim sana kanarken,
Seni yüksek dozda anarken yani..
Gecelerde siyahını kaybedecek...
Birlikte geçiremediğimiz bu ALTINCI 14 Şubat'ta da
Ne yazık ki bir gül daha verildi toprağa...
Kan kırmızının siyaha dönüşmesi nedir bilmezsin..
Sen hiç bir gülün kurumasını izlemedin Sevgili
Evet sevgililer günüydüve arayamadım seni
Karşımda boş bir kadeh,
Ucuz bir şarap,
Denize nazır bir sarhoş...
Oh ne hoş, oh ne hoş...
Ve dilimde bir türlü sonunu getiremediğim o şarkı;
Elbet birgün kavuşacağız, bu böyle yarım kalmayacak...
Ahh Zeki baba ahh yedin ömrümü.
Senin de güllerin çalınmış belli ki siyaha...
Senden arta kalan zamanlarda,
Yani ot çekerdik falan arkadaşlarla..
Yolun ortasında cam kırmaca oynardık,
Suça meyillenirdik adım adım..
Yani hayatıda boşverirdik bazen.
Hep bu gelmeyişin yüzünden.
ben yine tam seni severken;
Sokak çocukları. kardan adamların burnuna taktığımız havuçları toplarken açlıktan,
Şarapçılar üç beş kurus dilenirken,
Bali kokan, tineri de nimetten sayan iki delikanlı,
gasp ederken o kadını..
Ve sırtından vurulmuş bir insanlık;
Bırakırken yakamı.
Bana dokunmayan yılana şükrederdim,
Dönüp arkamı; seni severdim....
Sayamayacağın kadar çok parçaya bölündü hayatım..
Hayata adım atışlar yüzüme vururken seni hep
ben yine beklerdim..
Ve gidilmesi imkansız yerlerden geçip
ve bırakıp arkamda hep yeni kadınları
ve boş bira şişelerini toplamadan sokak çocukları...
Tam sarhoş olamamılşken mesela,
Yada tam sevebilecekken yeni kadınları..
Çıka gelirdin aklıma..
Öyle sıcak, öyle umut dolu, öyle çocuksu...
Ve en büyük foby'imdi; sensizlik korkusu...
Arkadaşlar arası muhabbetlerde tavizimdin sen benim.
''Dibini görmeyen sevdiğinin göremesin ''
diye kalkardı kadehler..
Ve hep ilk ben bititrirdim içkimi.
Sonrası sarhoşluk...
Sonrası biraz buruk...
Ve bu seni sevmece,
Yani arkadaş gazına gelmece
Ve seni görememece
Sarhoşluktan beterdi...
Eve gelirdik ve soğuktu kaldırım,
Ağzımızda bir nara '' nerdesin kanıdım ''
ben geçte olsa
Seni sevmenin sarhoşluğa tam teşebbüs olduğunu
...anladım...
Melankolik anların, anıları gülümsetiyor şimdi,
hiç gülemeyecek denilen o talihi...
Mesela balık tutardı çocuklar,
Ben seni severdim...
Kiraz çalınan o bahçe köşelerinde dayak yerdi çocuklar,
Ben seni severdim...
Uçurtmalarını göğe çekerdi çocuklar;
Ben seni severdim...
Annem yemeğini ye derdi;
Ben seni severdim...
Derslerim iyi değildi,
Arkadaşlar kopya çekerdi mesela,
Ben yazılı kağıdının üstüne kalp resimleri çizerdim...
Evt çöp kutusunun yanında tek ayak beklerken bile ben;
Seni hep severdim....
Damda oturmaktan kıçımın düzleştiği anlardan, bir an..
Çıka bile gelmezdin öte yandan.
Sigara dumanından yaşaran gözlerimiz vardı
ve kuşlar sıçardı bazen üstümüze..
Şans oyunları oynardı çocuklar
Ben şansımı sende denerdim,
Üstümü silip bir güzel;
Evet..
Seni severdim...
Günlerden birgün,aylardan bahar...
Yapraklar bale yaparken ağaç gövdelerinin çatırtısında,
Polyanacılık modayken,
Yedi cücüler yedi yerinden kurşuna dizilirken,
..sen gelmeden yani..
Rapunzel saçlarını kestirirdi bir kasaba,
Gargamel şirinlerin en şiriniydi
Gelmediğin vakitlerde...
Ve vakit nakit olarak geçiyordu,
eski bakkal defterlerinde...
Uyuyan güzel dört açıyordu gözlerini,
Tusubasanın şutu hep avuta çıkıyordu.
Cehemde in cin top oynarken yani,
Düşler alemide düşmüştü bir tımarhaneye...
Ve çizgi filim izleme yasağı getirilmişti,
Sadece çocukların alındığı bir pulu bin pişmanlık olan,
O kumarhaneye...
Dedimya sen yokken oldu herşey...
Hem sen bilmezsin aklım kaçtı benim.
Ve şimdilerde birtek senli masallara
Ve şimdilerde birtek senli yalanlara,
Kanıyorum...
Gelmediğin ve masallarımı getirmediğin her gün
..İÇİN...
Ben günde çok kere
AŞK karnına,
Seni Seviyorum...
Ve şimdi geldin biliyorum...
Günlerim aydın başlar seninleyken.
Bu kalem artık kusmaz sayfalara.
ADINI SAYIKLAMAK ARTIK HARAM SAYILSIN BANA !!!
Sen geldin çünkü...
Sevinçlerinle,hüzünlerinle,dününle,bugününle
Beraber gireceğimiz yarınlarınla geldin...
Adını AŞK koyduğumuz heryerden
Bir varmışlardan, bir yokmuşlardan
Zamanın hepsinden işte,
En sevdiğim masalın mutlu sonuna geldin...
Öpmeye geldin, kalmaya geldin ve belki de yeniden gitmeye geldin...
Çocukluğumdan arta kalan zamanımdın sen benim...
Bitmesin diye yalvardığım tek anımdın sen benim...
Şimdi geldinya suratımda inceden bir sırıtma
ve ellerim dolanır ayaklarıma.
Düşe kalka gelirim sana...
Dedimya sen geldin...
Ben yine tam şuracıkta Seni Sevecektim....
Tam üstüne geldin....
.
