--Nasıl traş oluyorsun Allah aşkına onla…Mehmet elindeki usturayı çevik bir hareketle çehresine yakınlaştırıp ;
--Alışkanlık… Hem sen benim bir süre berberlik yaptığımı da biliyor muydun? Diye sordu…Kadın tebessümle;
--On elinde on marifet maşallah … dedikten sonra kendi işine döndü.Mehmet bu küçük iltifat ile traşını keyif ile sürdürürken eşi Funda, yeni uyanan oğulları Efe Çağlar’ı almış beşiğinden, sofraya getirmişti.
Mehmet traşını bitirdikten sonra beraberce kahvaltı sofrasına oturdular…Efe Çağlar uyku sersemliğini atmış ama yemek yememek için olmadık müzipliği yapıyordu.Bir babasının omzuna çıkıyor, bir annesine kendi yemek yedirmeye çalışıyordu. Her hali anne ve babasına tatlı geliyordu.Canlarına sokuyordu ikisi de.İlk ve tek çocuklarıydı Efe Çağlar.Canlarıydı.Herşeyleriydi.Ve gelecek hafta doğum günüydü.İki yaşını bitirip üç yaşına giriyordu artık.Mehmet kalktı yerinden.
--Tamam canım…Dedi Funda Hanım.Kapıdan uğurladı eşini.Arkasından seslendi;
--Efe Çağlar’a bez… Unutma…Tamam anlamında başını salladı Mehmet.Yola koyuldu.Yağış yoktu buz gibi esen rüzgar ilikleri donduruyordu.Yine o evin önünden geçiyordu.Şöyle bir bakmadan edemedi.Bu köhne mahallede böyle güzel bir ev…Sessiz sakin, ölü eviydi sanki. Bir süre yürüdükten sonra Dolmuş durağına gelmişti. Düşüncelere koyuldu. Artık tualet alışkanlığını kazansaydı Efe… Nerden baksan aylık 50 lira ceplerinde kalırdı. Ama soğuktu havalar daha. Hele bir bahar geleydi. Feda olsun oğluma diye geçirdi içinden. Mayıs ayı yaklaşıyordu bu ara. Ev sahibi kesin zam yapardı yine kiraya…Bir süre sonra geldi dolmuş.İçerisi yine tıkış tıkıştı.Oturacak yer yoktu.Ayakta gidecekti mecburen. Yeni Saray Sitesine geldiğinde saat 8.30 olmuştu.Evet geç kalmıştı biraz.Hemen iş kıyafetlerini giyip 11. kata çıktı.
Akşam saat 6 gibi bu günü de bitirmişlerdi.Yönetim kulübesine yaklaştı.Selam verip içeri girdi.Ezile büzüle 100 tl daha avans istedi.Taşeron ;
--Vereyim Mehmet vereyim de, bu gidişle maaşında bişey kalmayacak haberin ola…
--Tamam abi, gibisinden başını salladı.Parayı alıp cebine koydu.Usul usul dolmuş durağına doğru yürümeye başladı.Mahalleye geldiğinde hava iyice kararmıştı.Mahalle bakkalına girip İhtiyaçları alıp evin yolunu tuttu.İyice yorulmuştu.İçeri girer girmez Efe Çağlar sarıldı boynuna.
---Baba babacığım…Aldı kucağına oğlunu öptü, kokladı.Tüm yorgunluğu geçmişti sanki.Bir süre sonra Funda’ya seslendi.
--Funda al şunu da bi üstümü değiştireyim.İş elbiselerini çıkarıp elini yüzünü iyice bir yıkadı.
Ardından oturma odasına yöneldi.Sofra hazırdı.Odaya şöyle bir baktı, bir değişiklik vardı ama neydi.Bu değişikliğe kafa yoramayacak kadar aç ve yorgundu.Sofraya oturup yemeye koyuldu.Funda ;
--Farketmedin değil mi? Diye sordu,
--Neyi dedi başını kaldırmadan..
--Neyi olacak perdeleri. Dedi Funda gözlerinin içi gülerek.Mehmet kaldırdı başını.Evet evin perdeleri yenilenmişti.
--Nasıl beğendin mi,çok güzel olmuş değil mi?Kanepenin rengine de çok uydu.Çok hoş oldu.
--Ne kadara aldın?
--400 Lira hem taksitle.8 taksitte ödeyeceğiz…Nasıl Mehmet çok güzel olmuş değil mi?Bişey diyemedi Mehmet.Onun o şevkini deşesini kırmak istemedi.