-buhran-
ve tanrı tüm mumları söndürdü
ve yangın tüm bedenleri bürüdü
hayatların sus payları sona erdi
vakit uyanış vakti...
kara tonlarda çalıyor artık sirenler
bakışlar kara tonlarda
ve dikişleri patladı yamaların
yaraların dikişleri patladı
tüm fotoğraf sisle kaplı
yollar çakıltaşlı
her nefesin başına bir azrail kadroya alınmışken
dualar keşke ayinleriyle yüklendi
siluetleriyle sorguya çekiliyor kelamlar
tanık da sanık da yekpare hayatlar
buz keserken her bir an
kıldan ine kılıçtan keskin artık paslı dünler
yaprak kaldı
ne de oyunun sonuna eklenecek dakikalar
kuralı kaidesi belliydi
-tufan-
en sevdiğim yalanlarla da ateşkes bozuldu
su da yaktı,ateş de boğdu
her kaybın mükafatı alna atılan çentikler oldu
ve tanrı tüm mimleri koydu
ve tünel uzadıkça uzuyordu
kara tonlarda çalıyor artık sirenler
bakışlar kara tonlarda
ve dikişleri patladı yamaların
yaraların dikişleri patladı
dile pelesenk olduysa da keşkeler
dudaklardan düşmekten yoruluyordu
artık ne takvimlerde koparılacak
günahın vebali belli...
her iklimi kendim zannedip yeşillenmenin bedeli
mütemadiyyen yapılan keşke ayinleriydi
-sükun-
ve ben yittim hayatlarda
robot resmi dahi çizilemeyecek denli şemalsizdi gidişler
basit bir karalamanın silgisi oldum bu defa
ama sayfalar ilk günki kadar temiz kalamadı
ve tanrı tüm mumları söndürdü
elime tutuşturulmuş zaruretler karşısında
robot resmi dahi çizilemeyecek denli şemalsizdi gidişler
bir kibrit çaktım benzinin üzerine;is kokuları sinişti üzerime!
ve tanrı tüm mimleri koydu